Türkiye, gerçek akil ve bilge insanları ile başkanlık sistemini tartışıyor niçin evet, niçin hayır? Büyük röportaj serisi başlıyor...
Mustafa Toygar
- 4152
Türkiye’yi başkanlık sistemine götürecek değişiklikler, tartışılmadan kapalı kapılar arkasında hazırlanarak TBMM’den geçirildi. Cumhurbaşkanı’nın onayı ile referandum süreci başlamış olacaktır.
Tartışmalar, çoğunlukla seviyesi düşük olduğu kadar topluma çok farklı yönlendirmeleri dikte eden bir şekilde sürdürülüyor. Yani sistem değil de kişilerin tartışılması, kimi zaman tehditkâr tavırların olması bir taraftan toplumu kutuplaştırırken diğer taraftan kafalar karıştırılıyor. Toplum adeta düşünmez, sorgulamaz, aklıyla hareket edemez hale getiriliyor.
Elbette önemli bir kitle; iyiyi, güzeli, ülkesi-milleti için hayırlı olanı arıyor. Zaman zaman bana da birçok soru geliyor, “Siz ne diyorsunuz, evet mi hayır mı diyelim” şeklinde. Biz de bunun üzerine Haber Platosu olarak; insanları ayrıştırmadan, kutuplaştırmadan tarafsız kalarak bu tartışmalara seviyeli bir pencere açalım dedik. Düşünme melekesini kaybedenlerle, karşı tarafa hakaret edenlerle, mahalle baskısı uygulayanlarla, sorgulama gereği duymayanlarla işimiz yoktur.
Büyük röportaj serimiz başlıyor
Geçekten ülkesini seven, iyiyi, güzeli arayanlar ve sorgulayarak doğruya ulaşmak isteyenler için büyük röportaj serisini başlatıyoruz. Bu röportaj serimizde; Türkiye’nin gerçek akil ve bilge insanları ile görüşeceğiz. “Evet” diyenlerin gerekçeleri nelerdir, “Hayır” diyenlerin gerekçeleri nelerdir, en az 15 soru yönelterek bilgi sahibi olmaya çabalayacağız. Düşüncelerine katılmasanız dahi, toplumda herkesin saygı duyduğu, güvenilirliği çok yüksek insanlarla bu röportaj serisini sürdüreceğiz. Çok politik olsun istemiyoruz ama yine de; AKP, CHP ve MHP’nin önemli yöneticileri ile de görüşeceğiz. Gayet tabiidir ki tarafsızlık gereği; “Evet” diyenlerle, “Hayır” diyenleri eşit sayıda tutmak istiyoruz. İlave sorularla katkı sunmak isteyenler olursa da değerlendireceğiz.
İlk röportajımızı, Prof. Dr. Orhan Kavuncu ile yaptık
İlk röportajımızı “Bismillah” diyerek sevgili hocamız, Prof. Dr. Orhan Kavuncu ile yaptık. Orhan Kavuncu’nun, iyi bir bilim adamı olduğu kadar büyük bir dava adamı, ülke ve millet sevdalısı olduğunu onu tanıyanlar yakinen bilirler.
Prof. Dr. Orhan Kavuncu’nun özgeçmişinden çok kısa bahsetmek istiyorum:
1949 yılında Osmaniye’nin Bahçe ilçesinde doğdu. Aslen Özbekistan Türklerindendir. İlk, orta ve lise tahsilini Kahramanmaraş'ta tamamladı. Üniversite tahsilini, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde yaptı. 1977'de aynı fakültenin "Zirai Genetik ve İstatistik" Anabilim Dalında hazırladığı tezle Bilim Doktoru unvanını aldı. 1981-82 yıllarında Kanada Alberta Üniversitesinde doktora üstü bursla nazari Populasyon Genetiği çalışmaları yaptı. 1984'te doçent, 1991'de profesör oldu. 1993-1995 senelerinde Kazakistan Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde rektör vekilliği görevlerinde bulundu. 2004 yılında Kazakistan’ın Almatı Şehrinde Mesleki Kariyer ve Ekonomi Üniversitesinin Kurucu rektörü oldu. 2016 yılının Nisan ayına kadar Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde Biyometri ve Genetik Anabilim Dalında çalıştı. Halen Kastamonu Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Genetik ve Biyomühendislik Bölümünde Öğretim Üyesidir. Bilimsel alanında 30 kadar araştırma ve derleme makalesi, 3’ünde müşterek yazar olduğu 4 adet ders kitabı vardır.
Akademik çalışmaları yanında öğrencilik yıllarından beri fikri çalışmaları da olan Orhan Kavuncu 12 Eylül 1980’den önce Ocak, Töre, Devlet, Hasret, Genç Arkadaş gibi dergi ve gazetelerde yazdı. Daha sonra da Türk Yurdu dergisinde yazıları çıktı. Türk Dünyası konulu iki kitabı ve çok sayıda makalesi vardır.
Sivil Toplum kuruluşlarında da görev yapan Orhan Kavuncu 1980’den önce Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği, Ülkü-Bir ve Ülkü-Tek Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu. 1985-1993 ve 2005-2013 yıllarında Türk Ocakları'nda çeşitli görevlerde bulundu. 2000-2002 yıllarında Almanya'da Avrupa Nizam-ı Âlem Ocakları Genel Başkanlığını yaptı.
Bir dönem siyasetle de uğraşan Kavuncu, 1995-1999 yıllarında BBP Adana Milletvekili olarak görev yaptı ve 2003'e kadar BBP Genel Merkez Yönetimi'nde çeşitli görevlerde bulundu.
Halen Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı (TOEK) ve Muhsin Yazıcıoğlu Düşünce ve Stratejik Araştırma Derneği (MUHSİYAD) Başkanı olan Orhan Kavuncu evli ve üç çocuk babasıdır.
Orhan Hocamıza yönelttiğimiz sorular
Orhan Kavuncu’ya yönelttiğimiz soruların önemli bir kısmını buradan ifade etmek istiyorum. Hocamız bu sorulara çok tatminkâr ve makul cevaplar verdiler. Ayrıca politikaya girmemeye de özen gösterdiler. Kendilerine teşekkür ediyorum.
1-Anayasanın 18 maddesi değiştirilerek ne yapılmak isteniyor? Sistem mi değişiyor, rejim mi değişiyor? MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın; "Tam tersine parlamenter sistem yerli yerinde duruyor. Bunun yanında Cumhurbaşkanlığı makamı; yetki, sorumluluk ve görev alanı itibariyle güçlendirilerek hükümet etme sisteminin rotası yeni baştan çizilmiştir" diyor. Ne dersiniz?
2-Yıllardır AKP, başkanlık sistemini getireceğini ifade ediyordu, Devlet Bahçeli’nin MHP’si de buna şiddetle karşı çıkıyordu. Adına cumhurbaşkanlığı da dense, bunun başkanlık sistemi olduğunu hepimiz biliyoruz. Devlet Bahçeli MHP’nin parçalanması pahasına niçin başkanlık sistemine evet dedi?
3-Özellikle MHP cenahı ısrarla “beka” sorunu nedeniyle bu değişikliklere evet oyu vereceklerini ifade ediyorlar. Nedir bu beka sorunu?
4-Mevcut anayasanın parlamenter sistemi çok da yansıttığı söylenemez. Darbecilerin yaptığı sonra üzerinde ara ara değişikliklerin yapıldığı yamalı bohça gibi duruyor. Evet diyenler haklı değil mi?
5-Getirilen sistemin kuvvetler ayrılığı ilkesini zayıflattığı, hatta ortadan kaldırdığı eleştirilerine nasıl karşılık veriyorsunuz? Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuvvetler ayrılığının zayıflatıldığı düşüncesine katılmadığını da ısrarla ifade ediyor
6-Cumhurbaşkanının, ülkeyi kararnamelerle tek başına yöneteceği, Türkiye Büyük Millet Meclisini devre dışı bırakacağı iddialarına ne diyorsunuz?
7-Yeni sistemde yürütmenin denetimi nasıl olacaktır? Yani, TBMM’nin yürütme üzerindeki denetim yetkileri daraltılıyor mu? Daraltılmıyorsa bu yetkiler nelerdir?
8-Ortaya çıkacak hükümet sisteminin güvenoyunu doğrudan halktan alan ‘tek kişilik hükümet’ olduğu, bu yüzden başkanın belirleyeceği bakanlarla ilgili gensoru uygulamasına sistemsel açıdan ihtiyaç olmadığı görüşüne katılıyor musunuz?
9-Yeni sistemde başkan, aynı zamanda partisinin genel başkanı olabilecek. Seçim sistemi değişmezse, partinin TBMM grubu da başkan tarafından belirlenecek. Başkanın partisi TBMM’de çoğunluğu elde ederse yasamanın yürütme üzerindeki denetim yetkilerini başkandan bağımsız kullanması mümkün olur mu? Yürütme ve yasamanın tek kişinin iradesine teslim edilmesi riskine karşı önlemler alınmış mı?
10-HSYK’nın ve Anayasa Mahkemesi’nin üyelerinin bir kısmı başkan, geri kalanı da TBMM tarafından belirlenecek. Başkan ile TBMM’deki çoğunluk grubu aynı partiden olursa, yasama ve yürütmenin ardından yargının da aynı siyasi görüşün kontrolü altına girmemesi için hangi güvenceler var?
11-TBMM seçimleri yenileme kararı alırsa başkanın üçüncü kez seçime girmesi mümkün olabilecek. Başkanın kendi partisinin çoğunluk grubunu yönlendirmek suretiyle, 10. görev yılında TBMM’den seçimleri yenileme kararı çıkarttırırsa, bu durum 15 yıl başkanlık yapabilmesi sonucunu doğurur mu?
12-Anayasa değişikliği ile sıkıyönetim kaldırılıyor, ancak sıkıyönetim uygulamaları OHAL maddesine alınıyor. Başkanın OHAL ilan etme ve OHAL’de kanun hükmünde kararnameler çıkarma yetkisi olacak. Bu yetkinin sınırsız kullanılmasına karşı ne tür düzenlemeler vardır?
13-Aynı gün yapılmasına karşın, başkanlık seçimi iki turlu, genel seçimler ise tek turlu olacak. Seçimlerde başkanın belirlenmesi ikinci tura kalabilir. Böyle bir durumda, başkanlık seçimi TBMM’de ortaya çıkan aritmetiğe göre yönlendirilebilir mi? Diğer taraftan başkan ile TBMM’deki çoğunluk grubu ‘ayrı’ partilerden olursa TBMM ile başkanın uyumlu çalışması nasıl mümkün olur?
14-Özet olarak vatandaş bu anayasa değişikliğine niçin 'Evet' ya da 'Hayır' desin?
15-Son sorum; referandumda, MHP yönetimi EVET oyu kullanacağını söylerken taban ağırlıklı olarak HAYIR diyor. HDP yönetimi HAYIR derken taban ağırlıklı olarak EVET diyor bu ne anlama geliyor? Kimler ne gibi beklentiler içerisindedir?