Bora Taşkaya

Gezigen Fas'ta (1)

Bora Taşkaya

  • 4647

Osmanlı'daki adıyla uzak batı anlamına gelen Mağrib ül–Aksa. Bugünkü adıyla Fas Krallığı veya Batılı'nın dili ile Morocco. Renklerin dans ettiği büyülü ülke.Yaklaşık 35 milyonluk nüfusü ile Afrika kıtasının dokuzuncu büyük ülkesi. Nüfusun çoğunu Arapların oluşturduğu Fas, başta yerli halkı Berberiler olmak üzere çeşitli etnik grupları da içerisinde barındırıyor.Özellikle Berberilerin ülkede kültürel ve sosyal anlamda etkisini görmek mümkün.Yahudi ve hristiyan nüfus ise oldukça azınlıkta olmakla birlikte varlığını sürdürmekte.

Coğrafi olarak 3 ana bölüme ayırabileceğimiz Fas ın Kuzey , orta ve güney bölümleri hem bitki örtüsü hem de kültürel açıdan birbirinden çok farklı özellikler gösteriyor.Her bir bölge kendi içerisinde başka bir ülke,başka bir coğrafya tadında.Biz bugün kü gezimize en kuzey den, Tanja şehrinden başlayacağız.

Renklerin dans ettiği büyülü ülke; Fas

Adını ünlü berberi komutan Endülüs fatihi Tarık bin Ziyad dan alan Cebeli Tarık boğazına komşu Tanja şehri Fas ın Avrupa ya açılan kapısı niteliğinde.Hem Akdeniz in hem de Atlas okyanusun kıyısında yer alan Tanja şehri hemen karşı kıyısında bulunan İspanya ya kalkan yolcu vapurları ,dokuz nisan meydanı, tarihi çarşısı ve kuzey Afrika nın en uç noktasını işaretleyen Cap Spartel deniz feneri ile birlikte uçsuz bucaksız kumsalları ile turislik cazibe merkezi konumunda.Hemen bir saat mesafede ki küçük şehir Chefchaouen ise baştan başa çivit mavi ve beyaza boyanmış dar sokaklı medinası ile mutlaka ziyaret etmenizi önerdiğim başka bir keşif noktanız olmalı. Rif dağlarına kurulmuş doğal bir fotograf platosu görünümünde ki bu şehre yapacağınız günübirlik ziyaret de birbirinden muhteşem fotoğraf kareleri alacaksınız.

Renklerin dans ettiği büyülü ülke; Fas

Gezimizin ikinci gününde Tanja şehrine veda ederek başkent Rabat a doğru yola çıkıyoruz.Özellikle İspanyol ve Fransız büyük tarım şirketleri nin kiraladıkları geniş tarım arazileri yolculuğumuza eşlik ediyor.Avrupa nın meyve ihtiyacının buyuk bir bölümünü karşılayan bu seralar Fas ın da milli gelirine oldukça büyük katkı sağlıyor.Gerek seralar gerek ekili araziler gerekse Dünya da sadece sayılı bölgede görebileceğimiz mantar ağaçları otobanın her iki yakasını süslüyor.Doğal şişe mantarı yapımında kullanılan mantar ağaçlarının gövdeleri yarı soyulmuş durumda.Mantar ağaçları ormanın da verilen kısa bir fotoğraf molasından sonra artık başkent Rabat a yaklaşıyoruz.1,5 saat süren bu keyifli yolculuk sonrası artık Rabat’tayız.

 

Renklerin dans ettiği büyülü ülke; Fas

Babası II.Hasan kadar katı olmayan ve demokratikleşme yolunda attığı adımlar la Fas halkı tarafından oldukça sevilen Fas kralı VI.Muhammed’in merkez konumda ki sarayının bulunduğu başkent Rabat, hemen yanı başındaki Sela şehri ile iç içe geçmiş konumda.Şehir de ilk ziyaret noktamız tabi ki Kraliyet sarayı oluyor.Kral VI.Muhammed in Fas da tüm şehirler de bir sarayı var ama başkentteki saray sürekli ikamet ettiği ve konuk devlet başkanlarını ağırladığı saray konumunda.Sarayın ana avlsunda bulunan büyük kapıya kadar yaklaşıp fotoğraflarımızı alıyoruz.Fas da bütün şehirler de görülen polis ve asker kontrolü saray bahçesi içerisinde oldukça yoğun.Bu kısa ziyaret sonrası ise artık saraydan ayrılarak bugünkü kralın dedesi bağımsızlık mücadelesinin baş kahramı V.Muhammed’in ve bugün ki kralın babası II.Hasanın mezarlarının bulunduğu mozoleyi ziyaret ediyoruz.İçinde sürekli kuran okunan altın kaplamalı tavanı ve mimarisi ile ünlü mozolenin hemen yanı başında ise 13.yy dan kalma Hasan camisi nin kalıntıları bulunmakta.Hasan camisi nin minaresi Hasan burcu ise Endülüs mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak hala ayakta.Tüm Rabat ve komşu şehir Sela ya hakim bir konumda bulunan Hasan burcundan muhteşem manzaranın tadını çıkarıp ilk yerleşim alanı Oudayas kasbahını keşfe çıkıyoruz.İlk kurulan kale şehir Oudayas ın kaldırım taşlı dar sokakları mavi beyaz evleri ve muhteşem kapıları ile sürprizler ile dolu.Keyifle geçireceğimiz birkaç saat sonrası ise Fez şehrine doğru yola koyuluyoruz.

Renklerin dans ettiği büyülü ülke; Fas

Yol üzerinde Meknes ‘de 16.yy dan itibaren hüküm süren Filali şerifler inin ilk sultanı olan Molla İsmail in ( Magrib bölgesinde Moulay olarak isimlendirilir) kabrini ziyaret ediyoruz.Bugünki kral VI.Muhammed in de soyu buradan gelmektedir.500 den fazla çocuğu olduğu bilinen Moulay İsmail in kabir ziyareti sonrası ise şehrin en eski giriş kapısı Bab Mansour’u fotoğraflıyoruz. Mansour kapısı İslam süsleme sanatlarının en güzel örneklerini görmemizi sağlayan bir abide şeklinde.Yavaş yavaş gün kararmaya başlıyor.Yola çıkmamız gerek ve sonunda grubumuz toplamayı başarıyorum.Otobüsümüze yerleşerek Fez'e doğru yola çıkıyoruz.

Kısa bir yolculuk sonrası artık kutsal şehir Fez deyiz.Hava kararırken girdiğimiz bu beyaz şehir de yarın oldukça yoğun bir o kadar da keyifli olacak.Fez şehrinin merkezindeki otelimize yerleşip kısa bir dinlenme sonrası akşam yemeklerimizi yiyerek odalarımıza çekiliyoruz.

Bir sonraki yazımız da Fez şehri, Fas’ın gizli kalmış güzellikleri Sahra çölü ve muhteşem şehir Marakeş olacak.

Yazarın Diğer Yazıları