Av. Tuncay Dolu

TMSF'ye devredilen şirketlerin devri nasıl olur?

Av. Tuncay Dolu

  • 3902

Bu yazı FETÖ soruşturmaları çerçevesinde TMSF’ye devredilen işyerlerinde çalışan veya işyeri devredilen on binlerce çalışanı ilgilendirmektedir…

Son günlerde FETÖ soruşturmaları çerçevesinde İşyerleri mahkeme kararıyla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmekte ve işyerlerinin yönetimi de TMSF yetkililerinde geçmektedir. Edinilen bilgilere göre TMSF, değerleme çalışmalarını müteakip işyerlerini satışa çıkaracaktır. Peki, işyerlerinin satışı ve başkasına devri halinde on binlerce çalışanın hakları ve sorumlukları nelerdir? Bu yazımızda bu konu ele alınmıştır.

İŞYERİNİN DEVRİ

4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde, işyerinin veya bir bölümünün devrinin iş ilişkisine etkisi düzenlenmiştir. İş Kanunun6. Maddesinin 1. fıkrasında; “İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.” hükmüne yer verilmiştir.

Maddeden anlaşılacağı üzere; İşyeri/işletmenin devri, işyeri veya işyerinin bir bölümünün hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredilmesidir.

Bahse konu madde hükmünde yer alan “hukukî işleme dayalı” ifadesinde herhangi kanuni bir sınırlamaya yer verilmemiştir. Bu nedenle işyeri devri, yazılı, sözlü ve hatta zımnî bir anlaşma sonucunda yapılabilir. Hukuki işleme örnek olarak satış, bağış, yeni tüzel kişilik vb. örnek olarak gösterilebilir.

İşyerinin şahıstan şirkete devride işyeri devri veya aynı şekilde işyerinin şirketten şahsa devride işyeri devri olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 9. HD 22.07.2008 gün 2007/20491 E., 2008/21645 K.).

İşyerlerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun işyeri yönetimine el koyması işyerinin devri niteliğinde değildir. Bu halde işyeri devredilmemekte sadece yönetime müdahale edilmektedir.

5953 sayılı Basın İş Kanununa tabi işyerlerinde logo ve marka gibi unsurların devri işyeri devri sayılmaktadır.

Bir tüzel kişilik olan şirketin tüzel kişiliğini devam ettirerek sadece şirket hisselerinin el değiştirerek başkasına devri de işyerinin devri niteliği taşımaz.

Özelleştirme işlemi sonucu kamuya ait hislerin devri de işyeri devri olarak değerlendirilemez. Belirtilen işlemde, işyeri aynı tüzel kişilik altında faaliyetini sürdürmekte sadece kamuya ait hisselerin bir kısmı ya da tamamı el değiştirmiş olmaktadır. Bununla birlikte tamamı kamuya ait olan bir işyerinin özelleştirme işlemi sonucu başka bir işverene geçmesi işyeri devri olarak değerlendirilmelidir (Yargıtay 9. HD 08.07.2008 gün ve 2008/25370 E., 2008/19682 K.).

İflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri işyeri devri olarak kabul edilmemektedir.

ŞİRKET DEVRİNE İŞÇİNİN İTİRAZ HAKKI

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 178. maddesi, ticaret şirketlerin, birleşme, bölünme ve tür değiştirmelerinin bir işyeri devri niteliğinde olduğu hallerde, devirden etkilenen işçilere, iş ilişkilerinin devralan işverene geçişine itiraz hakkı tanımaktadır.

Bahse konu madde, işyeri devri konusunda 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde yer alan devre ilişkin düzenlemelerle çatışmaktadır. 6102 sayılı Kanun’un 178. maddesinin 1 ve 2 numaralı bentlerinde bu durum aşağıdaki şekilde hüküm altına alınmıştır:

“1) Tam veya kısmi bölünmede, işçilerle yapılan hizmet sözleşmeleri, işçi itiraz etmediği takdirde, devir gününe kadar bu sözleşmeden doğan bütün hak ve borçlarla devralana geçer.

2) İşçi itiraz ederse, hizmet sözleşmesi kanuni işten çıkarma süresinin sonunda sona erer; devralan ve işçi o tarihe kadar sözleşmeyi yerine getirmekle yükümlüdür.”

Bu maddeden anlaşıldığı üzere; şirket devirlerinde işçinin devre onay vermesi gerekmektedir. İşçi devre onay vermediği takdirde bildirim süresi sonunda işyerinden işçi ayrılabilir. İşçi tazminatı konusunda ilgili maddede herhangi bir hüküm bulunmadığından şirket devrine onay vermeyerek işten ayrılan işçi tazminat alamaz. Burada işçi onay vermemekle işten kendi isteği ile çıkmış sayılmaktadır.

İŞYERİ DEVRİNİN MEVCUT İŞ SÖZLEŞMELERİ VEYA TOPLU İŞ SÖZLEŞMELERİNE ETKİSİ

Devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan toplu iş sözleşmeleri ve iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Yani işyeri devrinde mevcut toplu iş sözleşmeleri veya iş sözleşmelerine aynen devam eder.

İşyeri devri sonucunda devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında (işyerine başlama tarih) işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.

Devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.

İŞYERİNİN DEVRİ HALİNDE İŞÇİNİN VEYA İŞVERENİN İŞ AKDİNİ FESİH HAKKI

4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 5. fıkrasında, “Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.” Hükmüne göre, işyeri devrinin ne işçi ne de işveren tarafı için tek başına fesih için haklı neden oluşturmaz. İşyeri devri işyerinin/işletmenin feshi niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi de mümkün değildir. İşyerinin devri işverenin yönetim hakkının son aşaması olup, işyeri devri çalışma koşullarında değişiklik anlamına gelmemektedir. Devralanın çalışma koşullarında yapacağı menfi değişiklikler veya mevcut toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmelerine aykırılık halinde işçi tek taraflı olarak iş sözleşmesini feshedebilir.

Yine devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.

İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİNİN KIDEMİNE ETKİSİ

İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı yasanın 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için 2 yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olamaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir. Kıdem tazminatı yönünden devreden işveren yönünden de 10 yıllık zamanaşımı söz konusudur. Zamanaşımı, devralan işveren yanında iş sözleşmesinin sona ermesi ile işlemeye başlar. Devreden işveren devir tarihine kadar çalıştırdığı süre ve devir anında ödenen ücret üzerinden sorumlu olur.

İŞYERİ DEVRİNİN İHBAR TAZMİNATI VE İZİN ÜCRETİNE ETKİSİ

Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına sorumludur.

İş kanunun 6. Maddesinin 3. Fıkrasında, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken işçilik hakları bakımından 2 süreyle birlikte sorumluluk öngörülmüştür. Devir tarihinde iş sözleşmesi devam etmekte olduğundan izin ücreti alacağı ve ihbar tazminatı alacağı doğmamıştır. Bunlar ancak fesihle birlikte doğan alacaklardır. Bu nedenle fesih tarihindeki işveren kimse, o sorumlu olur.

İŞYERİ DEVRİNİN ÜCRET ALACAKLARINA ETKİSİ

İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren birlikte sorumludur. Devreden açısından, bu tür alacaklardan sorumluluk, devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Bu tür alacaklar yönünden iki yıl geçtikten sonra devredenin sorumluluğu sona erer, devralan işverenin sorumluluğu devam eder.  Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumludur.

DEVİRDE ESKİ VE YENİ İŞVERENİN SORUMLULUĞU

Yukarıda da belirtildiği üzere; devir tarihindeki mevcut işçi alacaklarından dolayı İşyerini devreden işveren devralanla birlikte iki yıl sorumludur. Bu iki yıllık süreden sonra işçilerin bütün haklarından devralan işveren sorumludur.

 

Yazarın Diğer Yazıları