Tüp bebek tedavi malzemelerinde yerli üretim devri başlıyor

Tüp bebek tedavisi için geliştirdiği mikroçipler ile alanında bir ilke imza atan, 'Çip Bebek' markasıyla Ege Serbest Bölgesi'nde tüm dünyaya mikroçip üretip ihraç eden Türk bilim insanı ve girişimcileri, 'Hillal Biyoteknoloji' adıyla Ege Serbest Bölgesi'nde yeni bir fabrika daha açarak Türkiye'den daha önce üretilmeyen tüp bebek tedavi malzemelerini üretmeye başladı.

  • 196

Tüp bebek tedavisi için geliştirdiği mikroçipler ile alanında bir ilke imza atan, “Çip Bebek” markasıyla Ege Serbest Bölgesi’nde tüm dünyaya mikroçip üretip ihraç eden Türk bilim insanı ve girişimcileri, “Hillal Biyoteknoloji” adıyla Ege Serbest Bölgesi’nde yeni bir fabrika daha açarak Türkiye’den daha önce üretilmeyen tüp bebek tedavi malzemelerini üretmeye başladı.

Dünyada sadece 5 firmanın ürettiği, tüp bebek tedavisinde kullanılan embriyo kültür solüsyonlarını Türkiye’de ilk kez üretmeyi başaran Hillal Biyoteknoloji’nin Ege Serbest Bölgesi’ndeki tesisinin açılışı, Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ve davetlilerin katılımı ile yapıldı. Bir yıldır üzerinde çalışılan bu üretim ile yurt dışından her yıl Türkiye’ye yapılan milyonlarla dolarlık ithalata son verilmesi ve 2 yıl içinde milyonlarca dolarlık ihracat yapılması hedefleniyor.

“Bizim için bir gurur vesilesi”

Açılışta konuşan Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, "Böylesine önemli bir tesisin açılışına katılmaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Utkan Hocamla Stanford Üniversitesi’nde karşılaşmıştık. Birkaç yıl önce Silikon Vadisi’ne bir gezi düzenleyip oradaki bilim insanlarımızla buluşmuştuk. O buluşmanın ardından orada tanıştığımız bazı bilim insanlarının ülkemize dönmesinden büyük mutluluk duyuyoruz. Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile iki çağrıda bulunduk ve 200’e yakın bilim insanının bu program vesilesiyle ülkemize gelmesini sağladık. Ancak Utkan Hocam bu programla Türkiye’ye adım atanlardan değil, daha öncesinde çalışmalarını Türkiye’de sürdürme kararı alan bilim insanlarımızdan. Birkaç yıl önceki görüşmemizde sadece bir bilim insanıyla değil, bir girişimciyle de tanıştığımı fark etmiştim. O başarılı girişimcinin ve ekip arkadaşlarının davetine de büyük bir heyecanla katılma arzusu taşıdım. 10 yılı aşkın süredir Türkiye’de çalışmalarını sürdürüyorlar ve önemli işlere imza atıyorlar. Bu güzel işlere attıkları imzalara hem TÜBİTAK’ın hem de KOSGEB’in destek vermesinden dolayı büyük memnuniyet duydum. Milletimizin kaynakları, milletimiz için çalışan bu tarz projelere yönlendirilebiliyor. Bu bizim için bir gurur vesilesi” dedi.

Milli teknoloji hamlesi

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak milli teknoloji hamlesini gerçekleştirebilmek adına Sanayi ve Teknoloji Bakanı’nın öncülüğünde gayret etmeyi sürdürdüklerini kaydeden Kacır, “Türkiye son 20 yılda bu yolculukta büyük yol kat etti. Türkiye, savunma sanayisinde destan yazıyor ama milli teknoloji hamlesi sadece savunma sanayisi ile gerçekleşmeyecek. Mutlaka sivil teknolojilerde de benzer bir başarı hikayesini yazmak zorundayız. Bunu hem tam bağımsızlık iddiamızı güçlendirmek adına yapmalıyız hem de Türkiye’mizi daha yüksek düzeyde refaha kavuşturmak adına yapmak zorundayız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde savunma sanayisindeki başarı hikayemizi diğer alanlara da taşıyabilmek adına büyük bir gayret göstermeye devam ediyoruz. Milli teknoloji hamlesinin en önemli kaynağı beşeri sermaye. Yetkin insanlara imkan sunabilmek, çok genç yaşlardan itibaren milyonlarca yeni yol arkadaşını milli teknoloji hamlesi yolculuğuna dahil edebilmek önem taşıyor” diye konuştu.

“Dünyada üretilenlerin en iyisi”

Ege Serbest Bölgesi’nde faaliyete geçen tesisin açılışında konuşan Hillal Bioteknoloji CEO’su Op. Dr. Selçuk Kılınç da Türkiye’de daha önce üretilmeyen tüp bebek tedavisinde kullanılan embriyo kültür solüsyonlarını uzun süren AR-GE çalışmaları sonucu üretmenin gururunu yaşadıklarını söyledi. Daha önce tüp bebek tedavisi için mikroçip üreterek tüp bebek tedavisinde bir devrim yaptıklarını belirten Kılınç, “Tüp bebek merkezleri ile çalışırken tedavilerde kullanılan malzemelerde dışa bağımlı olduğumuzu gördük. Ciddi bir döviz kaybı yaşanıyor. Biz de bu ihtiyacı görerek yerli ve milli üretim seferberliğine katkı sağlamak istedik. Tüp bebek uygulaması sırasında kullanılan, son derece hassas ve özel şartlarda üretilen bu ürünlerimizi Türkiye ve dünyada kabul gören akredite laboratuvarlarda testlere tabii tuttuk. Gördük ki ürettiğimiz ürün, dünyada üretilen diğerlerine göre en kaliteli, en taze ve en düşük maliyetlisi. Dünyada sadece 5 firmanın ürettiği embriyo kültür solüsyonlarını üreterek, milyon dolarlık ithalatın önüne geçerek çok daha fazlası değerleri ülkemize ihracat geliri olarak kazandırmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Litresi 4 bin dolar

Dünyada 1 litre akaryakıtın 1.5 dolarlar düzeyinde iken bu teknoloji ile üretilen sıvıların 1 litresinin 4 bin dolar düzeyine tüm dünya ülkelerine ihraç edileceğini kaydeden Op. Dr. Kılınç, şöyle devam etti: "Biz de ülkemiz için katma değerli üretim yapmanın onurunu yaşıyoruz. Biz yıllardır biyoteknoloji bazlı teknolojileri ülkemizden tüm dünyaya gönderip gönderemeyeceğimizi hep düşünüyorduk. Endişelerimiz vardı ama çok büyük hevesimiz ve motivasyonumuz da vardı. ‘Sayısız başarısızlık hikayesi’ yaşadıktan ve başarısızlıklarla nasıl baş edebileceğimiz öğrendikten sonra büyük bir cesaretle davrandık. Bugün geldiğimiz noktalara işbirliği yaparak geldik. Ülkemizin gelişmiş insan potansiyeli çok yüksek. Umarım Utkan Hoca ile beraber çıktığımız bu yolda çalışanlarımızla birlikte evrensel boyutlardaki değerlere, teknolojilere imza atmayı ümit ediyoruz."

Cep telefonuyla çalışabilir teknolojiler

Stanford Üniversitesinden Prof. Dr. Utkan Demirci ise ülke ekonomisine katkı vermeyi arzuladıklarını söyleyerek şöyle konuştu: “Bu bizim 10 sene önce hayal ettiğimiz yapmayı planladığımız ve teknolojisini yol üzerinde geliştirdiğimiz bir firma. Bu çalışma, özellikle Covid-19 zamanında çok yayılan, evde kullanılabilir testleri başka bir alana, yani infertilite alanına uyduruyor. Bu alanda cep telefonuyla çalışabilir teknolojiler geliştiriyor. Biz hem çok ileri olan teknolojiyi hem de çok ihtiyaç duyulan teknolojileri Türkiye’ye getirerek buradan tüp bebek alanında infertilite sorunu yaşayan çiftlere bugüne kadar yaptığımız katkıları devam ettirmeyi istiyoruz. Anne ve babaların hayır dualarını alarak faydalı olmayı hem ülke ekonomisine katkı sunmayı amaçlıyoruz.”

Doğayı taklit eden teknoloji

Anne rahmindeki gelişmiş sistemi teknoloji haline getirdiklerini belirten Utkan Demirci, geliştirilen teknolojiyi şu sözlerle anlattı: “Normalde tüp bebekte spermi seçerken sperme de zarar veren bir süreçten geçiliyordu ama doğada bu böyle olmuyor. Bu hücreler yüzerek 5 ila 7 gün anne rahminde yumurtaya doğru gidiyor. Uzun bir maraton koşuyorlar. Biz bunun fiziğini anladığımızda gördük ki bu aslında bir mikro akışkan teknolojisi. Biz ana rahimdeki bu gelişmiş olan sistemi bir teknoloji haline getirerek bunu laboratuvar ortamında ürün haline dönüştürdük. Bu sayede ana rahminde sperm nasıl seçiliyorsa bunu taklit ederek spermin zaten fıtratında var olan yüzme ve yarışma özelliğini bir teknolojiye dönüştürerek bu seçimi sağladık. Bizim seçtiğimiz spermler dizayn ettiğimiz bu parkurda yarışın sonuna varabilen spermler. Bunlar genetiği kuvvetli diyebileceğimiz spermler oluyor.”

Konuşmaların ardından Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, Hillal Bioteknoloji CEO’su Op. Dr. Selçuk Kılınç, Prof. Dr. Utkan Demirci ve davetliler, açılış kurdelesini birlikte kesti.

Bakmadan Geçme