• Haberler
  • Gündem
  • "Erdoğan'ın ruhunu tedavi ettirmezsek ülkemiz bir felakete gidecek" deyince TBMM karıştı

"Erdoğan'ın ruhunu tedavi ettirmezsek ülkemiz bir felakete gidecek" deyince TBMM karıştı

CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici'nin, 'Bu Recep Tayyip Erdoğan'ı psikolojik bir tedaviye tabi tutalım... Ruhunu tedavi ettirmezsek ülkemiz bir felakete gidecek' sözleri üzerine TBMM Genel Kurulu karıştı.

  • 1487

TBMM

CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaretamiz sözleri, TBMM Genel Kurulu'nda infial meydana getirdi.

CHP Gaziantep Milletvekili Ekici, GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının 2016 yılı bütçesi üzerinde Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, anayasa çalışmalarına değindi. Ekici'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözlerine sözlerine, AK Parti'li milletvekilleri tepki gösterdi.

İşte, Ekici'nin Genel Kurulu karıştıran sözleri TBMM tutanaklarına şöyle yansıdı:

 "Bu Recep Tayyip Erdoğan'ı psikolojik bir tedaviye tabi tutalım....  Çünkü, şuurunu kaybetmiş ve sizin gibi… Sizler gibi ruhunu, beynini, düşüncesini teslim etmiş bir grupla karşı karşıyayız. Arkadaşlar, utanmasanız peygamber diyeceksiniz ya! Utanmazsanız peygamber... Bu Türkiye'yi ateşe sürükleme içerisinde, ülkeyi felakete iten, ülkeyi ateş çemberine iten bir kişiyle karşı karşıyayız değerli arkadaşlarım.... Ruhunu tedavi ettirmezsek ülkemiz bir felakete gidecek.." 

AK Parti Rize Milletvekili Hikmet Ayar ile Ekici'nin birbirinin üzerine yürümek istemesine, araya giren milletvekilleri engel oldu. Bu arada CHP ile AK Parti'li milletvekilleri birbirlerine karşılıklı laf attı.

Tartışmanın büyümesi üzerine TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, birleşime ara verdi.

"Tahkir edici konuşmadır"

Buldan, aranın ardından, AK Parti ile CHP Grup başkanvekillerine söz verdi.

AK Parti Grup Başkanvekili Coşkun Çakır, Meclis'in, açıldığı günden beri en talihsiz gününü yaşadığını söyledi. Ekici'nin konuşmasının siyasi eleştiri olmadığını ifade eden Çakır, "İçindeki düşüncelerini ortaya koymuştur, nezaket dışı bir konuşmadır. Tahkir edici konuşmadır. İfadelerini reddediyoruz" dedi.

Gerginlik arada da sürdü

TBMM Başkanvekili Buldan, Altay'ın sözlerinin ardından, CHP'li Akif Ekici'ye söz verdi. Ekici, konuşmasına başlamadan önce AK Parti'li milletvekilleri ayağa kalkarak laf atmaya başladı ve CHP Grubu'nun arkalarında oturan Ekici'den, gelip kürsüde konuşmasını istedi.

Ekici'nin, konuşmasından önce Genel Kurulda gerginlik başladı. Gerginliğin devam etmesi üzerine Buldan, birleşime ara verdi. Gerginlik arada da sürdü. 

Gerginlik, araya giren milletvekillerinin, AK Parti'li milletvekillerini sıralarına döndürmesiyle sona erdi.

Ekici'ye Meclisten geçici çıkarma cezası

TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, TBMM İçtüzüğü'nün 163. maddesi gereğince Ekici'ye, Meclisten geçici olarak iki birleşim çıkarma cezası verilmesini teklif etti.

Buldan, çıkarma cezasını Genel Kurulun onayına sundu. Muhalefet milletvekillerinin ret oylarına karşılık, AK Parti'li milletvekillerinin oyuyla CHP'li Ekici'ye Meclisten iki birleşim geçici çıkarılma cezası verildi.

 

GENEL KURULU KARIŞTIRAN KONUŞMA VE AK PARTİ MİLLETVEKİLLERİNİN SÖZLERİ TBMM TUTANAKLARINA BÖYLE YANSIDI:

CHP GRUBU ADINA AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığının bütçesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen tüm halkımızı saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bugün önemli bir gün; içinde bulunduğumuz gün 1 Mart. 1 Mart, Türkiye siyasi tarihinde gerçekten unutulmaması gereken ve önemsenmesi gereken bir gün ama maalesef toplum olarak biz çok çabuk unutuyoruz, çok çabuk değerlendirme dışı bırakıyoruz bazı şeyleri.

1 Mart neden önemli? Bundan on üç yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan tezkereyle altı ay süreyle yabancı unsurların 62 bin kişilik askerî gücünün, 255 Amerika Birleşik Devletleri uçağının, 65 helikopterinin kendi topraklarımızda konuşlanmasıyla ilgili ve AKP'ye yetki vererek askerlerimizi sınır dışına transferle ilgili bir yetki veriyorduk.

Buradan, bildiğim için söylüyorum, hayatını kaybeden arkadaşlarımız var, onları saygıyla, rahmetle anmak istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve destek veren 100 civarındaki milletvekili arkadaşıma minnet, şükran ve saygılarımı ifade etmeden geçemeyeceğim değerli arkadaşlar.

1 Mart Tezkeresi bu Meclisin onurlu davranışlarından biriydi. 1974'te de Cumhuriyet Halk Partisi önderliğinde yine 1 Martta olduğu gibi onurlu bir davranış sergilenmişti değerli arkadaşlarım.

1 Martı söyledikten sonra, bir önceki oturumda Anayasa'yla ilgili tartışmalar oldu; tabii söz hakkımız yoktu o anda cevap veremedim.

Değerli arkadaşlar, şunu açıkça söylemek istiyorum: Böyle iradesini, fikrini, düşüncesini bir tek kişiye teslim etmiş bir grupla aynı masaya oturulup anayasa yapılamaz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Aynı masaya oturulup anayasa yapılamaz. Aklını, iradesini, fikrini, beynini bir tek kişiye teslim etmiş bir grup mensuplarıyla aynı masaya oturulup anayasa yapılamaz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Millet ne diyorsa o!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Bunu niye söylüyorum? Grup başkan vekili arkadaşımız yok şu anda -ismini de bilmiyorum ya- dün grup başkan vekilliğinde görev yapıyordu burada bir arkadaş.

HİKMET AYAR (Rize) - Ne kadar ilgilisin?

AKİF EKİCİ (Devamla) - Ya, çok ilgiliyim… Ben senin ismini bilmek zorunda değilim. Ben senin ismini bilmek zorunda değilim, benim için de bir şey ifade etmiyorsun.

BAŞKAN - Sayın Hatip, lütfen, karşılıklı konuşmayalım.

AKİF EKİCİ (Devamla) - Benim için de hiçbir şey ifade etmiyorsun. Dinle, dinle!

HİKMET AYAR (Rize) - Bu milletin nezdinde de siz hiçbir şey ifade etmiyorsunuz.

AKİF EKİCİ (Devamla) - O arkadaş, şunu söylüyor yirmi dört saat içerisinde, önce mutlu olduğunu söylüyor cezaevinden tahliye edildiği için. Yirmi dört saat geçmeden, yukarıdaki ağabeyinin yurt dışına çıkarken yaptığı açıklamadan sonra "Anayasa Mahkemesi hak ihlali yapmıştır." diyor. Bu düşüncedeki insanlarla nasıl bir araya oturulur, anayasa yapılır değerli arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar)

Ben sözü GAP projesi üzerinde almıştım ama zaman çok dar, onun için GAP'tan çok fazla bahsetmeyeceğim. GAP'ı proje olarak ortaya atan ve gerçekleştirmek için mücadele eden insanlara da şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum değerli arkadaşlarım.

Ben lafı hiç dolandırmam, lafı direkt söylerim, yaşamımda da siyasetimde de öyledir. Ben, buradaki Hükûmet yetkililerine de AKP Grubuna da soruyorum: Bu kadar, ülkeye haksızlık yapan, ülkeyi bu hâle getiren bir Cumhurbaşkanı var, ülkeyi felakete sürükleyen bir Cumhurbaşkanı var. Hiçbiriniz, Allah için, biriniz çıkıp da "Ey Cumhurbaşkanı, ne yapıyorsun? Bu ülkeyi nereye getiriyorsun?" demiyorsunuz.

Suriye dünya var olduğu sürece bizim sınır komşumuz, adı Suriye olur, başka bir ülke olur, adı başka bir şey olur ama o insanlarla biz akrabayız, -ben Gaziantep Milletvekiliyim- bir arada yaşayacağız, ailelerimiz bölünmüş. Bizi düşman etmeye sizlerin ne hakkı vardır değerli arkadaşlar?

Suriye'de bir ateş yandı bundan beş yıl önce. Komşuda ateş yanınca bize ne görev düşer? Elimize soğutucu malzeme alıp üzerine gitmemiz gerekir. Ne yaptı Tayyip Erdoğan? Eline bidon aldı gitti, benzin bidonu aldı gitti ve bugünkü hâle getirdi. (CHP sıralarından alkışlar) Ben soruyorum bakanlara; hani cuma namazını Emevi Camisi'nde kılıyordunuz? Nereye gidebildiniz? Ne yapabildiniz?

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - El insaf!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Meclis Camisi'nde kılıyorlar ya.

AKİF EKİCİ (Devamla) - Kolay mı? Oyuncak mı bu işler?

2,5 milyon Suriyeliyi Türkiye'ye doldurdunuz, 600 bini de Gaziantep'te yaşıyor. Ülkemizi, şehrimizi, dengemizi allak bullak ettiniz değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlarım, bundan önce 11 Cumhurbaşkanıyla beraber yaşadık, ben çoğunu hatırlarım, sizler de hatırlarsınız, aklıselim insanlardı. Hiçbir Cumhurbaşkanı bu ülkeyi ailesiyle, oğluyla, çocuğuyla, hanımefendisiyle yönetme gibi son derece yanlış, usulsüz, hukuksuz bir davranış içerisine girmemiştir. Şimdi Hanımefendi giriyor, Bilal Erdoğan Beyefendi giriyor, çoluk çocuk ailece bu ülkeyi yönetmeye kalkıyorsunuz ve buralara getiriyorsunuz değerli arkadaşlarım.

Ben bir tavsiyede bulunacağım şimdi. Dört gruba da öneriyorum. Bizim orada, bölgemizde bazı yaşlı insanlar olur; söz dinlemez, hasta olur doktora gitmek istemez. Orada aile büyükleri ve bölgenin önde gelen insanları bir araya gelir, bu rahatsız kişiyi tedavi olmak için ikna eder. Dört grup oluşturalım, bu Recep Tayyip Erdoğan'ı psikolojik bir tedaviye tabi tutalım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) - Nasıl bir şey bu?

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Yazık! Yazık! Bir milletvekiline yakışmıyor!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Bu Recep Tayyip Erdoğan'ı psikolojik bir tedaviye tabi tutalım.

BAŞKAN - Sayın Ekici…

AKİF EKİCİ (Devamla) - Çünkü, şuurunu kaybetmiş ve sizin gibi… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Edepli ol! Edepli saygılı ol biraz!

BAŞKAN - Sayın Ekici, çok rica ediyorum gündemin dışında farklı konuşmalar yapmayın.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Evvel senin tedaviye ihtiyacın var. Saygılı ol!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Doktora git, doktora!

AKİF EKİCİ (Devamla) - …sizler gibi ruhunu, beynini, düşüncesini teslim etmiş bir grupla karşı karşıyayız.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Ne biçim konuşuyorsun sen Cumhurbaşkanıyla!

HİKMET AYAR (Rize) - Ruh hastasısın sen!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Arkadaşlar, utanmasanız peygamber diyeceksiniz ya! Utanmazsanız peygamber diyeceksiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sen düzgün konuş Cumhurbaşkanına karşı!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Siz şuurunuzu, ruhunuzu teslim etmiş bir grupsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri… Sayın Ekici…

AKİF EKİCİ (Devamla) - Bu Türkiye'yi ateşe sürükleme içerisinde, ülkeyi felakete iten, ülkeyi ateş çemberine iten bir kişiyle karşı karşıyayız değerli arkadaşlarım.

Bu dediğim işlemin acilen yapılması gerekiyor. Kendi batağa saplanmış, bu ülkeyi de batağa çekmek isteyen bir ruhla karşı karşıyayız. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AKİF EKİCİ (Devamla) - Ruhunu tedavi ettirmezsek ülkemiz bir felakete gidecek.

BAŞKAN - Sayın Ekici, süreniz bitmiştir.

AKİF EKİCİ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, ben bunu insani vicdanım için söyledim, insani vicdanım için söyledim.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Sen doktora git, doktora! Sen doktora git, doktora!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Topluma karşı, beni seçenlere karşı vicdani sorumluluğum var, o sorumluluğu yerine getirmek istiyorum.

NUREDDİN NEBATİ (İstanbul) - Doktora git, senin vicdanın da yok, şeyin de yok!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Bir an önce tedavi edilmesi gerekir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Senin tedaviye ihtiyacın var, tedaviye!

HİKMET AYAR (Rize) - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını konuşuyorsun!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Konuşun kendi kendinize, konuşun! Boş boş konuşun! Konuşun boş boş! Konuşun, konuşun! (CHP sıralarından alkışlar) Yazıklar olsun size!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sana yazıklar olsun!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Hepinize yazıklar olsun!

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Tam bir hastasın, şu hâline baksana! Tedaviye muhtaçsın sen! Hastasın sen hasta!

HİKMET AYAR (Rize) - Hasta sensin! Hastasın sen!

AKİF EKİCİ (Devamla) - Yazıklar olsun size! Yazıklar olsun!

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Seni tedavi ettirmeliler!

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hasta ya!

HİKMET AYAR (Rize) - Hâlâ konuşuyor be!

Sayın Başkan, sözlerini geri almadan bu Meclis çalışamaz.

GÖKÇEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Aleni hakaret ediyorsunuz!

HİKMET AYAR (Rize) - Ruh hastası herif be!

AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Gel buraya! Gel buraya, gel!

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Sayın Başkan, CHP'li hatip konuşmasında "Aklını, fikrini, beynini bir tek kişiye teslim etmiş bir grupla anayasa yapılmaz." demek suretiyle bize açık bir sataşmada, hakarette bulunmuştur. Söz istiyorum.

AKİF EKİCİ (Gaziantep) - Gel buraya!

BAŞKAN - Sayın Çakır, bir saniye…

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzurum) - Otur aşağı!


BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 14.58

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.12

BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN

KÂTİP ÜYELER: Ömer SERDAR (Elâzığ), Elif Doğan TÜRKMEN (Adana)

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49'uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Komisyon? Yerinde.

Hükûmet? Yerinde.

Sayın milletvekilleri, Birleşime on dakika daha ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.13

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 15.31

BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN

KÂTİP ÜYELER: Ömer SERDAR (Elâzığ), Elif Doğan TÜRKMEN (Adana)

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49'uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Komisyon? Yerinde.

Hükûmet? Yerinde.

Sayın milletvekilleri, bir önceki oturumda Gaziantep Milletvekili Sayın Akif Ekici'nin yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ilişkin bazı söylemleri ve ifadeleri olmuştur. Bunun sonucunda, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilinin Sayın Ekici'nin sözlerini geri alması ve özür dilemesi talebi vardır. Bununla ilgili bir görüşme gerçekleştirdik ve bu konuya açıklık getirme amacıyla önce Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Çakır'a, daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Altay'a ve son olarak da Sayın Ekici'ye yerlerinden söz vereceğim.

Sayın Çakır, buyurunuz.

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben Meclisin eski milletvekili değilim; bir anlamda, buraya devam anlamında kıdemsiz bir milletvekiliyim. Fakat, her birimizin olduğu gibi benim de bir müktesebatım ve tecrübem var çünkü çeyrek asır kürsüden ders anlattım öğrencilerime. Altı aydır burada siyaset yapıyoruz, özellikle bunun son dört ayında aktif siyaset yapıyoruz, yasa çıkarıyoruz, denetim yapıyoruz. Bana göre -başka arkadaşlarım buna katılır ya da katılmaz- şu dört aylık süre içerisindeki en talihsiz konuşma bugün CHP'li hatibin yapmış olduğu konuşmadır çünkü bu bir siyasal eleştiri değildir, bu bir -Engin Altay'ın deyimiyle söylersek- polemik de değildir, retorik de değildir; bu, daha konuşmanın başında grubumuza "Aklını, fikrini, beynini bir tek kişiye teslim etmiş bir grupla anayasa yapılmaz." demek suretiyle içinde var olan -tırnak içinde- düşüncelerini ortaya koymuş bana sorarsanız nezaket dışı, nezahet dışı, tahfif edici bir girişle devam eden, arkasından da Sayın Cumhurbaşkanının ailesine, eşine, çocuklarına meseleyi taşıyacak kadar gündemin iyice dışına çıkmak suretiyle eskilerin deyimiyle kastı mahsusayla yapılmış, provokatif, ajitatif, kışkırtıcı, tahkir edici -yine tırnak içinde- bir konuşmadır. Dolayısıyla, öncelikle burada yer alan ifadelerin tamamını reddediyorum, reddediyoruz. Şunlar söylenemez: "Şuurunu kaybetmiş, ruhunu teslim etmiş. Anadolu'da var olan birtakım, işte, insanları doktora götürürler. Mecliste 4 partiden bir grup mürekkep edelim, toplayalım, bir araya getirelim…

 

BAŞKAN - Sayın Çakır, açıyorum, bir saniye.

Tamamlayınız lütfen.

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - …sonra da Sayın Cumhurbaşkanını tedavi ettirelim." şeklindeki ifadeler ne kabul edilebilir, ne yenilir, ne yutulur, ne de tolere edilir ifadelerdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizin çok iyi bildiği, Anayasa'nın 104'üncü maddesinin (1)'inci fıkrası çok açıktır: "Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye


Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir." Buradan hareketle İç Tüzük yani Meclisi yönetmiş olduğumuz referans kaynağı olan İç Tüzük'ün 161'inci maddesine geçiyorum. "Meclisten geçici çıkarma… Meclisten geçici olarak çıkarma cezası aşağıdaki hâllerde verilir… 3) Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına falan falan falan hakarette bulunmak, sövmek veya onları tehdit etmek…" şeklindeki bir fıkradan bahsediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Hem konuşmalar hem yasal mevzuat bu kadar açıkken artık bunu tartışmamıza gerek yok, gerek tutanakları işledik gerekse değerli grup başkan vekili arkadaşlarımızla içeride konuşmanın video kaydını ayrıca izledik.

Şunu da söylememe lütfen izin verin.

BAŞKAN - Sayın Çakır, açalım mı?

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Lütfen efendim. Çünkü özel bir gün, özel bir bağlam.

BAŞKAN -Buyurun tabii ki.

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Değerli arkadaşlar, hekim arkadaşlarım var, İdris Bey'e biraz önce zikrettim, "Siz hekimsiniz." dedim. Hiçbir tutanak aslında gerçek bir konuşmanın fotoğrafını sunmaz. Çünkü bir konuşmada jest vardır, mimik vardır, sözün, sezin tonu, tınısı vardır, bağlamı vardır, elinin işareti vardır ve nihayetinde o konuşmanın yapılmış olduğu bir kontekst, bir bağlam vardır. Dolayısıyla her tutanak aslında yapılan konuşmanın, gerçek konuşmanın bir tık altında, bir bağlam altında, bir düzlem altında yer almaktadır.

Sayın Başkan, bağlıyorum.

Bu talihsiz bir konuşmadır. Doğrusunu söylemek gerekirse terbiye sınırlarını aşmıştır. Ben daha fazla bir şey kullanmak istemiyorum ve bu anlamda Meclisten geçici çıkarma talebiyle 161'e 3'ün uygulanmasını istiyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) En azından, hiç değilse şu bütçe görüşmelerinin selametle sonlanması bakımından 163'teki savunma ve özür dilemenin uygulanmasını istiyorum. Bu yapmış olduğum konuşma da, yaklaşımımım, tutumum da aslında böyle bir konuşmanın, böyle bir tartışmanın bir daha olmamasına katkı sağlaması bakımından yapmış olduğum bir konuşmadır. Diliyorum ki, dediğim gerçekleşir ve eminim ki bu grup da bu çalışmalarda selametle sonlanır.

Çok teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Çakır.

Sayın Altay, buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, öncelikle beni sabırla dinlemenizi, konuşmamın tümü bitmeden refleks göstermemenizi beklerim. Bu Parlamentonun geleneklerinden birisi de sıkıntılı hâllerde Başkanlık makamının arkasındaki odada yapılan istişarelerdir. Bu istişareler ve konuşulanlar orada kalır. Ben, orada konuşulanlara değinmeyeceğim ama Sayın Grup Başkan Vekilinin içerideki tavrının Genel Kurulda tam ters bir tavır içinde cereyan etmesini, kendisinin de işaret ettiği gibi Parlamento tecrübesizliğine veriyorum.

COŞKUN ÇAKIR (Tokat) - Kabul ediyorum.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Gene Sayın Grup Başkan Vekilinin "bütçe görüşmelerinin selametle sonlanması bakımından" ifadesini Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun sayısal çoğunluğuna da dayandırılmış bir tehdit olarak algılıyorum. Evet, bu da hoş değil Sayın Çakır.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Ne alakası var!

BAŞKAN - Dinleyelim lütfen.

Buyurunuz.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Şimdi, Sayın Milletvekilimizin konuşmasına geçmeden önce şunun altını özenle çizmek isteriz: Biz de çok ister idik, Cumhurbaşkanımızın sadece Adalet ve Kalkınma Partililerin değil, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olmasını çok isterdik.

KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Öyle zaten.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Keşke olsaydı! Keşke olsaydı! (CHP sıralarından alkışlar)

KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Öyle zaten.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Keşke olsaydı!

BAŞKAN - Dinleyelim lütfen… Sayın milletvekilleri, lütfen dinleyelim Sayın Altay'ı.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Öyle olaydı…

KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Herkes biliyor.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Öyle olmadığına dair çok örnekler var.

KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Herkes biliyor.

BAŞKAN - Sayın Altay, siz devam edin.

(AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Sayın milletvekilleri, lütfen…

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Herkesin…


KEMALETİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Herkes çok iyi biliyor. Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhurbaşkanıdır.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - O elini masaya vurma! Elini masaya vurma!

KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) - Ne olacak! Şov yapmayın!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Terbiyesizlik yapma! Terbiyesiz adam!

(AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bakınız, Sayın Çakır konuştuğu zaman herkes dinledi. Lütfen, Sayın Altay'ı da herkes dinlesin.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Ama tehdit ediyor.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

Buyurun.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Biz, Cumhurbaşkanına, kendisinin iddiasıyla "Yeni bir formatta Cumhurbaşkanlığı yapacağım," iddiasından…

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Konuşmaya gel, konuşmaya! Özüne gel.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - …başlayarak yürüttüğü çalışmalarla ilgili hiç şüphesiz bundan sonra da kendisini eleştirmeye devam edeceğiz. Siyasi eleştirilerimizi sürdüreceğiz.

HİKMET AYAR (Rize) - Eleştirme hakkınız var. Eleştirirsiniz ama hakaret edemezsiniz!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Cumhurbaşkanına, Cumhuriyet Halk Partili hiçbir milletvekili geçmişte de hakaret etmemiştir. Cumhurbaşkanına yapılan her türlü eleştiriyi, eski algıyla, "Cumhurbaşkanı siyaset dışı, siyaset üstü aman bunu her şeyin üstünde tutalım." anlayışı keşke olsaydı.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Ya konuya gelsene sen!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ama Sayın Erdoğan, siyasetin tam göbeğindedir. Siyasetin göbeğine bulaşmıştır.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Konuya gel, konuya!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ve havaalanından da giderken burada olacakları zaten müjdelemiştir, "Türkiye çalkalanacak." demiştir ve çalkalanıyor. Neyse…

 

BAŞKAN - Mikrofonu açıyoruz Sayın Altay.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Ya konuya gel, konuya, konuya…

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Şuraya geliyorum: Sayın milletvekilimizle konuştum…

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Sayın Altay, Sayın Çakır'ın on yıllık tecrübesi senin elli yılına bedel!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Neyse…

Sayın milletvekilimizin bana söylediği bir hakaret kastının olmadığıdır. Sayın milletvekili biraz sonra kendisi de düşüncelerini, söz verirseniz, söyler.

"Aklınızı, beyninizi teslim etmişsiniz." eleştirisine şuradan 10 tane örnek versem "Akif doğru söyledi." dersiniz.

HİKMET AYAR (Rize) - Onun sıfatını söylüyorsun…

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Vermeyeceğim bu örnekleri, "şimdilik" kaydıyla vermeyeceğim.

Ailesi, sayın hanımefendiyi karıştırırken de bir hakaret asla yoktur. Sayın hanımefendinin, Sayın Cumhurbaşkanının evlatlarının devlet işlerine bulaşmaması gereğinin altını çizmiştir.

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Yumuşatma!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - "Psikolojik tedaviye tabi olsun." konusu, esasen -bir sürü tıpçı var burada, tıp doktoru var- bunu hakaret saymak… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

OKTAY ÇANAK (Ordu) - Ya kimi kandırıyorsun! Kimi kandırıyorsun!

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, Cumhurbaşkanının hukukunu korumak Meclis Başkanlığının görevidir! İkaz etmeniz lazım!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir şey söyleyeyim… Bir dinleyin…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Altay… Sayın Altay, lütfen.

Sayın milletvekilleri, lütfen…

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Arkadaşlar, bir dinleyin… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Keşke seni tedavi ettirseler o zaman ya!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir dinleyin…

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Ama sen grup başkanısın. Böyle konuşma lütfen ya!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Geçmişte de böyle örnekler bu Parlamentoda yaşanmıştır sayın milletvekilleri. Keşke olmasaydı, bir itirazım yok. Arkadaşımız da onu tashih edecek. Ama böyle yapmayın. Bu kalabalıkla falan… (AK PARTİ sıralarından gürültüler)


SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Grup başkanısın. El insaf yani ya!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Dinlemiyorsunuz… E, dinlemiyorsunuz ama… Bir dakika. Akif Bey'i haklı çıkaracaksınız böyle giderse.

SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) - Ne dinleyelim, aynı şeyleri konuşuyorsun ya.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir dinleyin, bir dinleyin.

BAŞKAN - Sayın Altay, siz tamamlayınız lütfen.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Milletvekilimizin kastı hakaret değildir, altını çizerek söylüyorum ama Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu bunu ısrarla "Bu bir hakarettir. Hele bu son yaşananlardan sonra, biz Recep Tayyip Erdoğan'ı Parlamentoda eleştirtmeyiz." mantığı içindelerse bu mantık yanlış. (AK PARTİ sıralarından "Hakaret ediyor, ne eleştirisi." sesleri)

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Özetle, her şeye rağmen…

HAMZA DAĞ (İzmir) - Yalan… Vekilin hep konuşuyor ya.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bir dinleyin.

…siyasetin bir nezaket ve vicdan işi olduğunu söyleyenlerdenim uzun yıllardır bu Parlamentoda. Sayın Cumhurbaşkanına da hakaret etmek doğru değildir. Sadece Sayın Cumhurbaşkanına değil 78 milyon vatandaşımızın her birine ayrı ayrı hakaret etmek doğru değildir, yakışı kalmaz.

OKTAY ÇANAK (Ordu) - O zaman çıksın özür dilesin.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Burası Parlamentodur. Burada siyasi eleştiri olacaktır. Hepimizin başına gelmiştir, bazen bu kürsülerde kastı aşan ifadelerimiz, yol kazalarımız, dil sürçmelerimiz olmuştur. Bundan sonra da olabilir. Sizin de başınızda, bizim de başımızda. Bu bağlamda, ortada elbette bir yanlış anlaşılmaya mahal verecek sözler vardır, Sayın Milletvekilimiz de bunu şimdi düzeltecektir. Konunun kapanmasını böylece talep ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Altay.

Sayın Ekici'nin mikrofonunu açıyoruz. (AK PARTİ sıralarından "Şuraya gelsin, şuraya gelsin!" sesleri)

NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Kürsüden, kürsüden.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri… (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

Sayın Çakır…

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Şuraya gelsin, şuraya!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, değerli arkadaşlar… (AK PARTİ sıralarından "Kürsüden konuşsun!" sesleri)

HİKMET AYAR (Rize) - Şuraya gel! Gel burada konuş!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, değerli arkadaşlar…

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Kürsüye gelsin, buradan!

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Nereye geliyorsunuz ya! Ya, kardeşim bir sakin olun ya!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri… (AK PARTİ sıralarından "Gel burada konuş, gel!" sesleri)

HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Başkanım, burada konuştu, gelsin burada konuşsun.

BAŞKAN - Bakın, biz arkada sayın grup başkan vekilleriyle bir istişare yaptık.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - İstişare falan yok Sayın Başkan!

HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Gelsin kürsüde söylesin!

HİKMET AYAR (Rize) - Hakaret kürsüden yapılmıştır Sayın Başkan, kürsüye gelecek!

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - O konuşmayı burada yapacak!

(AK PARTİ sıralarından bir grup milletvekilinin CHP sıralarına doğru yürümeleri)

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Beyler, nereye geliyorsunuz? Nereye geliyorsunuz ya!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 15.46

 

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.31

BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN

KÂTİP ÜYELER: Ömer SERDAR (Elâzığ), Elif DOĞAN TÜRKMEN (Adana)

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 49'uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bir önceki birleşimde Gaziantep Milletvekili Sayın Akif Ekici'nin Cumhurbaşkanıyla ilgili söylediği sözleri Meclisten geçici olarak çıkarma gerektiren bir fiildir.

Bu nedenle Gaziantep Milletvekili Sayın Akif Ekici'ye İç Tüzük'ün 163'üncü maddesi uyarınca Meclisten geçici olarak iki birleşim çıkarma cezası verilmesini teklif ediyorum.


Savunma için Sayın Ekici buradaysa kürsüye davet ediyorum.

Sayın Ekici burada değil.

Sayın Altay, siz konuşacak mısınız?

Buyurun Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Ekici Genel Kurul salonundan ayrıldı gördüğünüz gibi. Kendisi bir savunma yapmayacaktır. Esasen ortada belki biraz dozajı yüksek bir siyasi eleştiri vardır.

(AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Eleştiri değil…

ALİM TUNÇ (Uşak) - Bırak Allah aşkına!

HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Ne alakası var ya, yapma ya, yapmayın! (CHP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Biz böyle düşünüyoruz, sizin gibi düşünmek zorunda değiliz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Cumhurbaşkanına hakaret ne zamandan beri siyaset?

ENGİN ALTAY (İstanbul) - O bakımdan, bir savunma yapma gereği duymuyoruz. Genel Kurulun takdirine sunuyoruz kararınızı.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Özür dilemen lazım, özür.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ederiz Sayın Altay.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Gaziantep Milletvekili Sayın Akif Ekici'ye İç Tüzük'ün 163'üncü maddesi uyarınca Meclisten geçici olarak 2 birleşim çıkarma cezası verilmesini oylarınıza sunacağım…

MEHMET METİNER (İstanbul) - Bir de tımarhaneye gönderin.

BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. (AK PARTİ sıralarından "Yuh!" sesleri, gürültüler)

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Utanın, utanın!

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Kişilere kutsiyet vermeyin, insanlar kutsal değil, dokunulmaz değil. Ayıptır ya! İlkelere değer verin.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…

Bakmadan Geçme