"Erdoğan'ı almaya gelselerdi hepsini indirecektik"

25 Aralık gecesinin bilinmeyenleri ortaya çıktı. Darbenin savcısı Muammer Akkaş'ın Bilal Erdoğan'ı tutuklamak istediği biliniyordu. Bilal Erdoğan, usulen ifadeye çağrılacak gelmezse Paralel polisler Kısıklı'ya gidip gözaltına alacaktı. Kısıklı'da güvenlik artırılmıştı. Bir yetkili o günkü kararlılığı şu sözlerle anlattı: 'Hazırlandık, Kısıklı'ya gelselerdi hepsini indirecektik'

  • 523

Erdoğan’ı tutuklamayı hedefleyen Savcı Akkaş, önce oğlu Bilal Erdoğan’ı gözaltına almak istiyordu. Eğer Bilal Erdoğan ifade vermeye gitmezse, Erdoğan’ın Kısıklı’daki evine baskın yapılacaktı. Kısıklı’da özel harekat devreye sokuldu. Baskın planları yapılırken polisler arasında da fikir ayrılığı başlamıştı. İşin rengini değiştiren bir polis müdürünün, “Hükümeti düşürme operasyonuna bizler asla müsaade etmeyeceğiz. Bu ülkenin Mısır olmasına izin vermeyeceğiz” sözleri oldu.

Gerçek Hayat dergisi, bugün piyasaya çıkan sayısında, 17-25 Aralık darbe girişiminde yaşananların bilinmeyenlerini ilk kez gün ışığına çıkarıyor. Paralel yapının yargı ve polis kanadı üzerinden giriştiği darbe girişiminin ilk ayağında, Türkiye, 17 Aralık'ta üç bakanın oğlu, çok sayıda işadamı ve bürokratın gözaltına alındığı birbirinden farklı üç ayrı operasyonla güne başladı. Bu operasyonlarla ülkede sistematik bir yolsuzluk olduğuna dair algı oluşturmaya çalışan paralel yapı, asıl darbe girişimini 25 Aralık'ta yapmayı planlamıştı. Savcı Zekeriya Öz'ün dayatması ile polis fezlekesine eklenmek istenen ve liderliğini Başbakan Erdoğan'ın yaptığı iddia edilen örgüt şemasına yönelik operasyona kalkışıldı. Ersin Çelik'in haberine göre Savcı Muammer Akkaş'ın hedefinde Erdoğan vardı. Bunun için de oğlu Bilal Erdoğan'ı gözaltına alıp tutuklamak istiyordu. Bilal Erdoğan, davet usulü ifadeye çağrılacak daha sonra da mahkemeye sevk edilip tutuklanacaktı. Çağlayan'da alternatifler de konuşuluyordu. Eğer Bilal Erdoğan 'davete icabet etmezse' Kısıklı'ya gidilecekti.

BAŞBAKAN'IN EVİNİ BASACAKLARDI

Operasyonun savcıları, kendilerinden olan polislere “o gelmezse biz gidelim” diyordu. Başbakan'ın evini basacaklardı. Böyle bir alçaklığa karşı, 17 Aralık sonrasında şube müdürleri değişen Vatan Emniyet tetikteydi. Bir girişim ve hamle yoktu fakat Başbakan Erdoğan ve ailesinin yaşadığı Üsküdar Kısıklı'daki evinin etrafında güvenlik önlemleri arttırıldı. 7 Şubat'ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı almak isteyen paralel devlet bu deliliği yapabilirdi. Öyle bir şey olursa hiç düşünülmeden karşı konulacaktı. Bu kararlılık şu cümleler ile ifade edilmişti: “Baskın olacağını bekledik. Hazırlandık. Gelselerdi hepsini indirecektik.” Savcı Akkaş Jandarmaya da gözaltı talimatı vermişti. Bu bilgi üzerine polis, polisi korumak için özel harekatı devreye sokarak önlem aldı.

ÇAPKIN VE MUTLU SEYİRCİ KALDI

19 Aralık'ta görevden alınan İstanbul İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın yerine atanan Selami Altınok'un gelmesi ile güç kazanan darbe karşıtı polisler paralel yapıya karşı fiili direnişe geçti. Savcı Akkaş'tan gelen listedeki, çoğu üst düzey siyasi ve işadamı olan 41 isme operasyon yapmayı kabul etmeyen şube müdürleri, cemaat baskısından korkan meslektaşlarını da kontrol altına aldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü binasının 5. katında toplanan şube müdürleri ise savcıdan gelen talimatı tartışıyordu. Meslek hayatında Cemaat desteğini ve baskısını her an ensesinde hisseden bazı müdürler operasyonun yapılmasını isterken, iddialara göre İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da Savcı'nın istediği operasyonların yapılmasından yanaydı. “Operasyon yapılsın ama gözaltı olmasın. Şüphelileri adreslerde bulamadık” şeklinde savcıları kızdırmayacak bir hamle yapılması da önerildi.

BİZ ONLARI GÖREVDEN ALACAĞIZ

Gece yarısı 02.00'ye kadar süren toplantıda söz alan bir polis müdürünün “Bakın beyler, yolsuzluk adı altında Hükümeti düşürme operasyonuna bizler asla müsaade etmeyeceğiz. Bu ülkenin Mısır olmasına izin vermeyeceğiz. Korkan varsa hemen istifasını verip buradan gitsin. Operasyon yapmaya kalkışanları ise biz görevden alacağız” sözleri etkili oldu. Yeni atanan şube müdür yardımcılarından biri, cemaat korkusu ile strese girip “Buradan aşağıya atlayacağım. Kafama sıkarım” şeklinde tehditler savursa da emniyet içindeki darbe karşıtı yapı baskılara boyun eğmedi. Toplantı sabah 06'da bitti. 8 gün arayla iki darbe girişimi püskürtülmüştü. Türkiye, devletin kılcal damarlarına kadar sızan dini bir yapının gerçekleştirmek istediği yargı ve polis darbesinin kıyısından dönmüştü. Devleti milletten çalmaya kalkanlar, siyasi irade tarafından deşifre edilmeseydi yer altına çekilen darbeciler, 2014'teki HSYK seçimlerinde yargıyı tamamen ele geçirip, tek vuruşluk darbe planını devreye sokacaktı.

 

Bakmadan Geçme