"Bursa'da ne varsa Diyarbakır'da onu istiyorum" diyen Zana'ya tokat!

'Bursa'da ne varsa Diyarbakır'da da o olmalı' diyen Leyla Zana'ya Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'ndan tokat gibi cevap geldi.

TBMM Genel Kurulu'nda, "HDP'nin, sokağa çıkma yasaklarının bulunduğu bölgelerde yaşanan insan hakları ihlalleri ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) verdiği tedbir kararlarına ilişkin önergenin gündeme alınması" önerisi görüşüldü.

Hükümet adına söz alan Müezzinoğlu, ülke bütünlüğü ve milletin bölünmez bütünlüğü adına sıkıntılı bir sürecin yaşandığını belirterek, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde son aylarda sokaklarda insanların huzur ve güveninin büyük oranda sarsıldığını söyledi.

Bunun temel nedenlerinin doğru ve sağlıklı şekilde ele alınması gerektiğini belirten Müezzinoğlu, "Türkçemizde güzel bir söz var; 'Eğri oturalım, doğru konuşalım' der. Bence doğru oturalım, doğru konuşalım. Şimdi bir defa sokakta mayın varsa, hendek varsa, silah varsa, molotofkokteyli patlıyorsa, orada bu ülkenin insanının huzuru ve güveni ile ilgili sorumluluk, güvenlik güçlerinindir. Huzuru ve güveni sağlamak da bu ülkenin yönetiminin görevidir" değerlendirmesinde bulundu.

Son günlerde ambulanslarla ilgili birtakım suçlamalarla karşı karşıya kaldıklarını kaydeden Müezzinoğlu, "Hiçbir nokta yok ki ambulansımız normal şehir içinde 10 dakikada ve şehirlerarası alanda da 30 dakikada ulaşmamış olsun. Bu anlamda sağlık hizmetleri sunumunda da özellikle acil sağlık hizmeti sunumunda da ülke olarak dünya standartlarını yakalamış bir ülkeyiz" dedi.

- Ambulanslara ateş açılması

Bölgede, bir ambulans şoförünün, yaralı, acil vakaya giderken direksiyon başında katledildiğini ve sağlık çalışanlarının saldırılara uğradığını vurgulayan Müezzinoğlu, kürsüde, ateşli silahla saldırı yapılan ambulansların fotoğraflarını gösterdi.

Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"Güvenli bir bölge yokken, 4 sağlık şehidimiz varken, defaatle bizim sağlık ekiplerimiz alıkonulmuşken, 19 ambulansımız tahrip edilmişken, hamile kızımız alıkonulmuşken, arkadaşlar, güvenli bölgeye her türlü hizmeti verebilmekte en ufak bir eksik yoksa, gelin hep birlikte güvenli bölgeyi tahsis edecek veya bu ülkenin her sokağını güvenli yapacak çözümleri üretelim. Ama terör örgütüne 'terör' demezseniz, teröriste 'terör' demezseniz ve o silahların, o bombaların, o kazılan çukurların niçin kazıldığına duruşumuz sağlıklı değilse, insanlık suçunu işlemeye devam etmiş olursunuz. Teröriste 'terörist' diyeceğiz, terör örgütüne 'terör' örgütü diyeceğiz. Bu ülkenin huzuru ve güveni hepimizin birlikte sorumluluğudur."

HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana'nın "Bursa'da ne varsa Diyarbakır'da da Hakkari'de de onu istiyorum" sözlerine aynen katıldığını belirten Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

"Bursa'da ne varsa Diyarbakır'da da o olmalı, Edirne'de ne varsa Hakkari'de de o olmalı. Ama şunu da söyleyeyim, Bursa'nın sokakları tek bir nedenle kazılıyor. Altyapı tesisatı için kazılıyor. Mayın döşemek için kazılmıyor. Bursa'nın sokakları, Bursa'nın gelişmesi için kazılıyor. Ama Cizre'nin sokakları niye kazılıyor?" 

Müezzinoğlu, "Bu anlamda herkes bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne, birlik ve beraberliğine karşı bu kürsüde yemin etmiştir. Herkes yemininin arkasında samimiyetle, dürüstçe dursun" dedi.

"Bursa'da ne varsa Diyarbakır'da onu istiyorum" diyen Zana'ya tokat!

 

BAKAN MÜEZZİNOĞLU'NUN KONUŞMASI, TBMM TUTANAKLARINA BÖYLE YANSIDI

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Değerli milletvekili arkadaşlarım, öncelikle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, ülke olarak birlik ve beraberliğimiz, ülke bütünlüğü, milletin bölünmez bütünlüğü adına bir sıkıntılı süreci hep beraber yaşıyoruz. Ülkemizin özellikle Güneydoğu Bölgesi'nde son aylarda sokaklarda insanımızın huzuru ve güveni büyük oranda sarsıldı. Buralarda sarsılmanın temel nedenlerine doğru eğilip sağlıklı bakamazsak korkarım ki birbirimizi suçlayarak süreci daha sıkıntılı bir boyuta taşırız. Bu anlamda Türkçemizde güzel bir söz var "Eğri oturalım doğru konuşalım." der, bence doğru oturalım doğru konuşalım.

Şimdi, bir defa, sokakta mayın varsa, sokakta hendek varsa, sokakta silah varsa, sokakta molotofkokteyli patlıyorsa orada bu ülkenin insanının huzuru ve güveniyle ilgili sorumluluk güvenlik güçlerinindir; huzuru ve güveni sağlamak da bu ülkenin yönetiminin görevidir.

Şimdi, son günlerde ambulanslarla ilgili karşımıza suçlamaları getiren arkadaşlarımız var. Değerli arkadaşlar, hiçbir nokta yok ki ambulansımız normal şehir içinde on dakikada ve şehirler arası alanda da otuz dakikada ulaşmamış olsun. Bu anlamda sağlık hizmetleri sunumunda da özellikle acil sağlık hizmetleri sunumunda da ülke olarak dünya standartlarını yakalamış bir ülkeyiz.

MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) - Fidan gibi gencimizi toprağa verdik, yarım saatte gönderemediniz!

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Şimdi, geldiğimiz noktaya baktığımızda, bakınız, ambulans şoförü, yaralı vakaya, acil vakaya giderken direksiyon başında katledildi.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Araştıralım.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Şimdi, bu ambulans şoförünü burada biz konuşmayacaksak... Bakınız, şurada 3-4 tane fotoğraf göstereceğim. Şu ambulansın yalnız bir cephesinde 12 yerinde kurşun izi var, yalnız bir cephesinde.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ambulansta…

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Şimdi, şu ambulansın hâline bakın.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Vay, vay, vay!

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Şu ambulansın… Evet, bu, direksiyon başındaki şoförün nasıl öldüğünü, nasıl katledildiğini gösteriyor.

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Ailesi açıkladı.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Yanında, evet…

 

31

Şimdi, diğerleri, çoğaltabiliriz, örnekleri çok. Sağlık çalışanlarımızdan görevi başında katledilen, şehit edilen sağlık çalışanı bu.

 

Cizre'deki Eyüp Ergen kardeşimiz, bizim Cizre Devlet Hastanemizin sağlık görevlisiydi ve Cizre'nin bir mahallesinin çocuğuydu. O mahallede mesaisi bitti, evine gidiyordu, direksiyon başında arabasında katledildi, yaralı; ambulans gitti…

BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Araştıralım Bakanım, araştıralım.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Araştırabiliriz. Biz araştırdık, siz de araştırın.

BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Araştıralım, biz de araştıralım.

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Nasıl araştıralım?

ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Nasıl araştırsın Bakanım? Burası araştırsın Bakanım, burası araştırsın.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, tamamlayın.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Şimdi, bakın, söylüyorum: Araca ambulans gitti, ambulanstan çıkan yardım ekibine de ateş edildi. Sonra ne yaptık? Ailesine bilgi verdik ve oradaki vatandaş halka oluşturdu, o halkaya aldık, ikinci ambulans ekibiyle yaralı Eyüp Ergen'i aldık, hastaneye getirdik ve kaybettik.

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Efendim, AİHM'e başvuralım, Sezgin Bey'e de bir raporu gelir belki bunun, bu konuda bir şey gelir.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Ya ayıpsın! Kalk burada konuş, utanmadan oradan konuşuyorsun, kalk buradan konuş!

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bu sokaklardaki hendekleri konuşmazsak, bu silahları konuşmazsak… Dünden itibaren ambulans orada bekliyor, güvenli bölgenin sınırında ama bize verilen telefonlar "Ben ismimi vermem, bilgi de vermem, bir daha beni de aramayın." diyorsa -sizin arkadaşlardan aldığımız telefonlar- orada güvenli bir bölge yokken, 4 sağlık şehidimiz varken, defaatle bizim kendi sağlık görevlilerimiz, ekiplerimiz alıkonulmuşken, 19 tane ambulansımız tahrip edilmişken, hamile kızımız alıkonulmuşken, arkadaşlar, güvenli bölgeye her türlü hizmeti verebilmekte en ufak bir eksik yoksa, gelin hep birlikte güvenli bölgeyi tahsis edecek veya bu ülkenin her sokağını güvenli yapacak çözümleri üretelim ama terör örgütüne "terör" demezseniz, teröriste "terörist" demezseniz ve o silahların, o bombaların, o kazılan çukurların ne için kazıldığında duruşumuz sağlıklı değilse arkadaşlar, insanlık suçunu işlemeye devam etmiş olursunuz. Teröriste terörist diyeceğiz, terör örgütüne terör örgütü diyeceğiz. Bu ülkenin huzuru ve güveni hepimizin birlikte sorumluluğudur.

Bakınız, Sayın Leyla Zana benim milletvekili olduğum ilde şu cümleyi söylemiş bundan dört ay kadar önce: "Bursa'da ne varsa Diyarbakır'da da onu istiyorum. Bursa'da ne varsa Hakkâri'de de onu istiyorum." Evet, aynen katılıyorum. Bursa'da ne varsa Diyarbakır'da da o olmalı, Edirne'de ne varsa Hakkâri'de de o olmalı. Edirne'deki huzurlu ortam nasılsa Hakkâri'de… Ama şunu da söyleyeyim: Bursa'nın sokakları tek bir nedenle kazılıyor, altyapı tesisatı için kazılıyor, mayın döşenmek için kazılmıyor. Bursa'nın sokakları Bursa'nın gelişmesi için kazılıyor ama Cizre'nin sokakları niye kazılıyor? Sur'un sokakları niye kazılıyor?

BAŞKAN - Sayın Bakan, tamamlayalım cümleleri.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Arkadaşlar, bu anlamda, herkes bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne ve birlik ve beraberliğine karşı bu kürsüde yemin etmiştir. Herkes yemininin arkasında samimiyetle dursun, dürüstçe dursun diyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bakmadan Geçme