Müslüman, Hristiyan, Türk, Ermeni, hepsi yerli!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sözcü gazetesinin bugünkü manşetine isyan etti: Asırlarca bu topraklarda yaşamış Müslüman, Hristiyan, Türk, Ermeni, Kürt, Boşnak, Arnavut her kim varsa Alevi, Sünni hepsi yerlidir, millidir. Milli olmak, yerli olmak kanla değil, genetikle değil, zihniyetle olur, bu topraklara bağlı olup olmamakla olur.'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yerli ve milli 550 milletvekili" sözünü eleştiren Sözcü gazetesi, bugün AK Parti'nin, Kürt ve Ermeni kökenli milletvekili ve bakanlarının fotoğrafını tam sayfa manşetine taşıyarak "Tayyip'e göre bu AKP'liler ne?" başlığını attı.

Sözcü gazetesinin mu yayınına Başbakan Ahmet Davutoğlu isyan etti.

İşte Davutoğlu'nun açıklamaları:


 "Bugün adını anmaktan burada imtina edeceğim ama çok satan bir gazete ve her zaman yalanıyla maruf olan bir gazete bir manşetle yayınlandı. Sayın Cumhurbaşkanımızın geçen hafta teröre karşı milyonlarca nefes mitinginde birlikte olduğumuzda zikrettiği bir söz; doğru ve arkasında durduğumuz bir söz üzerine 'Yerli ve milli 550 milletvekilini Meclis'e gönderin' diye halka hiçbir parti ayrımı yapmadan bir çağrıda bulunduğunda bir takım tepkiler geldi. Bugün bu gazete manşetinden yıllarca bu millete hizmet için gece gündüz çalışan bazı bakanlarımızı da manşetinden göstererek ve bunların Kürt olduğunu ifade ederek 'Bunlar mı milli' diye sordu. Sizin gibi milli olmaktansa bu vatanın birliği için gece gündüz çalışan o Kürt kardeşlerimizin gibi milli olmak en büyük onurdur.

Orta Asya çocukları, Mezopotamya çocukları, Rumeli çocukları hepsi yerlidir, millidir. Hepsi bu vatanın evladıdır, hepsi bu vatanda onurlu yaşam mücadelesinde sizden çok daha ulvi yerlere sahiptir. Yine aynı gazete bir Ermeni milletvekili adayımız için de soruyor. Asırlarca bu topraklarda yaşamış Müslüman, Hristiyan, Türk, Ermeni, Kürt, Boşnak, Arnavut her kim varsa Alevi, Sünni hepsi yerlidir, millidir. Milli olmak, yerli olmak kanla değil, genetikle değil, zihniyetle olur, bu topraklara bağlı olup olmamakla olur."
 

HABERİN DETAYLARI

 

 

Başbakan Davutoğlu, Dedeman Oteli'nde gerçekleştirilen AK Parti İl Teşkilatı'nın akşam yemeği ve bayramlaşma programına katıldı. 

Davutoğlu, buradaki konuşmasına, "Hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum ve Haydi Bismillah" diyerek başladı.

Toplantının gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Başbakan Davutoğlu, toplantıda 2001 yılından bu yana AK Parti davasına gönül verenlerin bulunduğunu belirtti.

Toplantının AK Parti ailesini ne kadar farklı bir aile olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Davutoğlu, "Bu tablo Konyamız'ın ne kadar farklı olduğunu, Konya'da dava aşkının ne kadar farklı ve Konya'da böyle bir davayı omuzlama sorumluluğunun ne kadar yüce olduğunu bize gösteriyor" diye konuştu.

"AK Parti'de böyle ulvi bir yolculuğa çıkmak ne güzel" ifadesini kullanan Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

 "Bu ulvi yolculuğu Anadolumuzun ilk başkenti Konya'da, Konyalı hemşehrilerimizle birlikte yürütmek ne güzel. Sizleri tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde  temsil etmek onuruna sahip olmak benim için onurların en büyüğü. Konya'ya minnettarız, Konyalı hemşehrilerimin her birine gönülden duygularla bu minnet duygularımı ifade etmek istiyorum."  

Bugün Taşkent'e ve Hadimi Hazretlerini ziyaret etmek için Hadim'e gittiğini belirten Davutoğlu, şehitliği de ziyaret ederek şehit aileleriyle bir araya geldiğini anlattı. 

Ziyaretleri sırasında gördüğü muhabbetin kendisini derinden etkilediğini vurgulayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Onun için ne zaman yeni bir yolculuğa çıkmak icap etse hep Konya'ya bir kez uğramayı mutlaka bir gelenek haline getirdim. Yeni bir sefere çıkıyorsak, yeni bir menzile doğru hareket ediyorsak, gelip Hazreti Mevlana'dan, Hazreti Hadimi'den ve dahi diğer büyüklerden destur almak, Konya'yı da arkamızda, yanımızda hissetmek bize güç veriyor. Allah hepinizden razı olsun" dedi.

Teşriflerinden dolayı tüm katılımcılara teşekkürlerini ileten Davutoğlu,  şöyle konuştu:

"Bu mübarek arefe gününde bir Kurban Bayramı'nın hemen eşiğinde Arafat'tan ayrılmaya başlayan ve orada dualarıyla ülkemize, İslam dünyasına iyi bir gelecek için Rabbimize niyaz eden hacılarımızın haclarının kabulü duasıyla, niyazıyla bunları zikrederken bir kahraman hanımefendiden bahsetmek istiyorum, Sıdıka hanım, bugün burada aramızda. Dağlıca'da 6 Eylül'de haince gerçekleşen bir saldırıda oğlunu, yüreğini, ciğerini, bütün varlığını orada kaybetmiş olan Resul kardeşimizin mübarek annesi ve babası."

Program öncesi şehitliğe gittiğinde şehidin anne ve babasıyla karşılaştığını aktaran Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Kahraman şehidimizin, Resul'umuzun ki o bize aynı zamanda bir davanın elçisidir bu anlamda, mezarının başında Kur'an-ı Kerim tilaveti vardı, Sıdıka hanımla orada karşılaştık. Elini öptüğümde, bir şehit annesi olarak, hepimize ilham olacak ve de Türkiye'ye tuzak kurup, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenlere bir cevap mahiyetinde şu sözler onun dudaklarından, ağzından bizim kulaklarımıza ama daha önemlisi yüreklerimize işledi. Dedi ki, 'Sayın Başbakanımın yanında daha da güçlü duracağım. İki evladım daha var gerekirse onları da vatan için kurban etmeye hazırım'. Ve onu dinleyen iki evladı da oradaydılar, ikisi de vakur, birisi abi biri kardeş, ikisi de 'hadi yola çıkıyoruz' desek bir an bile tereddüt etmeyecek şekilde hazırdılar."

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu nasıl mübarek bir millet, bu nasıl mübarek bir şehit annesi ki arefe günü ilk kez Kurban Bayramı'nı evladı olmadan idrak edecek bu hanımefendi ülkenin bütün evlatlarını kendi evladı gibi görüp, kendi evladını bu ülkenin geleceği için feda etmeye hazır bir Nene Hatun'du, bir Hazreti Hatice'nin fedakarlığını üstlenmiş bir Mümine hanım, Erzurum savunmasındaki Nene Hatun ve bütün bir milletin o derin fedakarlık duygusu tek bir hanımefendide bu şekilde tecelli etmişti. Kendisini bir kez daha burada aramızda saygıyla, hürmetle selamlıyorum. Vakarı, metaneti dolayısıyla hem bütün vatandaşlarım, bütün hanımlarımız, hem de Konyalılar adına kendilerini gerçekten büyük bir gururla, bir sembol şahsiyet olarak huzurlarınızda bir kez daha ihtiramla anmak istiyorum."

- "Çetin günlerin eşiğindeyiz"

Kurban Bayramı'nın eşiğinde bulunulduğunu hatırlatan Başbakan Davutoğlu, "Kardeşlik duygularıyla hele hele Konya gibi hoşgörünün, karşılıklı anlayışın, merhametin, şefkatin Hazreti Mevlana'nın diliyle tarihe döküldüğü bu mübarek şehirde çetin günlerin eşiğindeyiz, önündeyiz, içindeyiz" diye konuştu. 

- "Sınavsız yaşayanlar iddiasız yaşayanlardır"

Zor coğrafyalarda yaşamanın zorlu sınavlarla karşı karşıya kalmayı gerekli kıldığına vurgu yapan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Zor coğrafyalar büyük devletlerin doğmasına vesile olduğu kadar milletlerin acı sınavlarla karşılaşmasına da sebep olurlar. Zor bir coğrafyadayız, mübarek bir coğrafya olmakla birlikte zor bir coğrafyadayız. Etrafımızda ateş çemberi var. Birliğimizi, beraberliğimizi temin, tesis etmek için her türlü yolu yöntemi deneyip, Türkiye'de 78 milyonu kardeş kılmak için gece gündüz çalışıyoruz. Bir an bile bir kardeşimizi diğerinden ayırt etmeden, ne yapabilirsek Türkiye'nin her yerine ulaşabilmek için, Hakkari'yi Edirne'den, Van'ı Konya'dan, Kars'ı Bursa'dan ayırmadan, Diyarbakır'ın Ulu Camiini, Bursa Ulu Camiinden ayırmadan, Şanlıurfa'nın o derin ulvi peygamberler diyarını Konya'nın ulvi atmosferinden ayırmadan gece gündüz çalışıyoruz. Aslında bugün önümüzde bu zorlu sınavları aştığımız zaman hep beraber ülkemizi de davamızı da yükseltecek parlak günler var. Her sınav aslında bir zaferin işaretidir, her sınav o sınav sonrasında gelecek büyük bir ecrin habercisidir. Sınavsız yaşayanlar iddiasız yaşayanlardır. Zorlu sınavların önünde bugün bir kez daha milletçe beraber olmanın, omuz omuza vermenin sorumluluğunu ve bunun gereğini derinden hissediyoruz."

Bakmadan Geçme