Milli Görüş'ün Cizre dersi

Kurşunların can aldığı, ağıtların yükseldiği Cizre, cumartesi günü Saadet Partisi heyetini ağırladı…Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, siyasi parti genel başkanlarının gidemediği Cizre'ye gitti, girilemeyen mahallelere girdi... Partiyi destekleyen Milli Gazete bu ziyaretle ilgili ilginç bir analiz yer aldı

  • 1586

İşte Cizre ziyaretine ilişkin Milli Gazete'de yayımlanan yazı:

 Milli Görüş’ün Cizre dersi


Fincancı katırları ürkütüldü... Vicdanlara orta yol gösterildi
 

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak geçtiğimiz günlerde önce Diyarbakır’da ardından da Cizre’de çeşitli ziyaretler gerçekleştirdi. Kamalak’ın ziyaretiyle Milli Görüş’ün Cizre’de verdiği bu ses İstanbul’da, Erbil’de, Haseke’de, Tahran’da, Berlin’de ziyadesiyle yankı buldu. Umutları artırdı. Zaten önemli olan da buydu.

Erbakan Hoca hayatta olsa ne yapardı? Çok düşünülmesine gerek yok! Erbakan Hoca birilerinin kınamasına aldırmadan o kadar çok cesur adım attı ki. Lice’de kar üzerinde çıplak yatırılan insanların derdini de, Şırnak’ta üç gün üç gece süren saldırılarda ecel terleri döken sivillerin derdini de en gür sesle hep O haykırdı.

TARİHİ ADIM...

Milli Görüş bu ziyaretle fincancı katırlarını fena ürküttü! Horoz dövüşçülerinin ipliği pazara çıktı! Bölgenin nasıl da cendereye sokulduğu görüldü, tıpkı doksanlarda olduğu gibi! Halbuki ne de güzel kutuplaşma politikası yürütülüyordu. Türk milliyetçilerinin oyları bir yere, Kürt milliyetçilerinin oyları bir yere toplanacaktı. Belki 1 Kasım’da yine de bunu başaracaklar, ancak Milli Görüş, Suriye ziyaretinde olduğu gibi, tarihi bir adım attı ve tüm vicdanlara orta yolu gösterdi.

BÖLGE HALKININ hislerine tercüman oldu

Mustafa Kamalak’ın Kırmızı Medrese’de başını okşayıp sohbet ettiği çocukların aslında en azından başka şehirlerdeki çocuklar kadar sevgiye ihtiyaç hissettiklerini gün yüzüne çıktı. Bu ziyaret, bölge halkının yaşanan çatışmalardan, siyasilerin kılıçtan keskin söylemlerinden bıktığını ve çıkış yolu aradığını gösterdi. Peki bu mesajlar kimlerin hoşuna gitti, kimlerin gitmedi? Bu mesajlar genelde vicdan sahibi milletin, özelde bölge halkının çok hoşuna gitti, çünkü hislerine tercüman oldu. Ama bölgeyi karıştırıp bölmek isteyenlerin hiç hoşuna gitmedi, hemen trollerini devreye koyup iftiralara başladılar.

Cizre ziyareti neden birilerini ürküttü

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak geçtiğimiz günlerde önce Diyarbakır’da ardından da Cizre’de çeşitli ziyaretler gerçekleştirdi. Kamalak’ın özellikle Cizre ziyareti ise kamuoyunda oldukça ses getirdi.

Peki Cizre’de ne olmuştu da kamuoyunda bu ziyaret bu denli genişlikte yankı buldu?

Hemen söyleyelim. Son söyleyeceğimizi baştan söyleyelim ki, yazıyı sonuna kadar okuyamayacaklar da sesimizi duysunlar!

Milli Görüş bu ziyaretle fincancı katırlarını fena ürküttü!

Tabuları yıktı, hesapları bozdu!

Horoz döğüşçülerinin ipliği pazara çıktı! Bölgenin nasıl da cendereye sokulduğu görüldü, tıpkı doksanlarda olduğu gibi!

Halbuki ne de güzel kutuplaşma politikası yürütülüyordu. Türk milliyetçilerinin oyları bir yere, Kürt milliyetçilerinin oyları bir yere toplanacaktı. Belki 1 Kasım’da yine de bunu başaracaklar, ancak Milli Görüş, Suriye ziyaretinde olduğu gibi, tarihi bir  adım attı ve tüm vicdanlara orta yolu gösterdi.

Saadet lideri Kamalak bu ziyaretle ne yaptı biliyor musunuz?

Bölge insanının bölünmeyi istemediğini, birlikten-barıştan yana olduğunu gösterdi.

Cizrelinin de, Çankırılının da aynı kıbleye yöneldiğini hatırlattı.

Cenazesi derin dondurucuda bekletilmek zorunda kalınan Cemile Çağırga’nın babasının evindeki acıyla, vatani görevini yaparken kaybedilen askerlerimizin-polislerimizin ocaklarına düşen ateşin aynı olduğunu gösterdi.

Kurban bayramında yoksullara et dağıtırken vahşice öldürülen Yasin Börü’nün annesinin de, polisle girdiği çatışmada öldürüldükten sonra cesedi iple araca bağlanıp sürüklenen Hacı Birlik’in annesinin de aynı acıları yaşadığına dikkat çekti.   

Kırmızı Medrese’de başını okşayıp sohbet ettiği çocukların aslında en azından başka şehirlerdeki çocuklar kadar sevgiye ihtiyaç hissettiklerini gün yüzüne çıkardı.

Bölge halkının yaşanan çatışmalardan, siyasilerin kılıçtan keskin söylemlerinden bıktığını ve çıkış yolu aradığını gösterdi.

Peki bu mesajlar kimlerin hoşuna gitti, kimlerin gitmedi?

Bu mesajlar genelde vicdan sahibi milletin, özelde bölge halkının çok hoşuna gitti, çünkü hislerine tercüman oldu.

Ama bölgeyi karıştırıp bölmek isteyenlerin hiç hoşuna gitmedi, hemen trollerini devreye koyup iftiralara başladılar.

Meyvesiz ağaç taşlanmazmış!

Eğer bu grupların sesi bu kadar çıkıyorsa, unutmamak lazım ki, taş yerini bulduğundandır rahatsızlıkları.

Şimdi Saadet’e düşen, aynı yere aynı tonla vurmaya devam etmektir.

Unutulmasın ki, eğer Büyük İsrail engellenecekse bunun yolu Kürt meselesinin çözümünden geçiyor. Kardeşlerin arasını bulmaktan, akan kanı durdurmaktan, iç barışı sağlamaktan geçiyor.

Kamalak Hoca’nın ziyaretiyle Milli Görüş’ün Cizre’de verdiği bu ses İstanbul’da, Erbil’de, Haseki’de, Tahran’da, Berlin’de ziyadesiyle yankı buldu. Umutları artırdı. Zaten önemli olan da buydu.

Bunu ne salt güvenlikçi politikaları savunanlar ne de şiddeti ve silahı mazur görenler anlayabilir. 

Son bir şey daha!

Erbakan Hoca hayatta olsa ne yapardı?

Çok düşünülmesine gerek yok!

Erbakan Hoca birilerinin kınamasına aldırmadan o kadar çok cesur adım attı ki.

Lice’de kar üzerinde çıplak yatırılan insanların derdini de, Şırnak’ta üç gün üç gece süren saldırılarda ecel terleri döken sivillerin derdini de en gür sesle hep O haykırdı.

Bakmayın siz, “Hoca’nın kemiklerini sızlattınız” diyenlere. O yıllarda aynı saldırılarını Erbakan Hoca’ya da yapıyorlardı.

Onlar Hoca’yı anlayanlar değil Hoca’dan beslenmeye çalışanlardır. 

Bakmadan Geçme