Mars'ta yaşam planı hazır

NASA uzmanları Mars'ta 'Yeni Dünya' kurmak için formülü verdi: Şişme seralar kurularak yeraltındaki sular sayesinde bitkiler yetiştirilebilir. Bu bitkiler gezegendeki yüzde 95'lik karbondioksit oranını azaltarak insanın nefes alabileceği bir atmosfer yaratabilir

  • 2276

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi'nin (NASA) önceki gün Mars'taki kraterlerin üzerinde su yolu izlerinin tespit edildiğini açıklaması dünyada büyük heyecan yarattı. Kızıl gezegende suyun donmuş formunun dışında sıvı halde de bulunduğuna dair kanıtların olması, insanoğlunun koşulları açısından 'İkinci Dünya' olabileceği ümidiyle üzerinde incelemeler yaptığı Mars'la ilgili ümitlerini iyice artırdı. Bununla birlikte, 'Güzel. Suyu bulduk da şimdi ne yapacağız?' diye kafa karışıklığı yaşayanların sayısı da çoğaldı. İşte NASA uzmanları kamuoyunun bu konudaki merakını gidermek için önceki gün bir basın toplantısı düzenledi. ABD'nin başkenti Washington'daki NASA merkezindeki toplantıda konuşan uzmanlar söze tuzlu su keşfine rağmen Mars'taki radyasyon ve yüzde 95 oranındaki karbondioksit seviyesi nedeniyle insanın yaşayabileceği bir ortamın olmadığını söyleyerek başladı. Ancak yüzde 0.13'lük oksijen oranının artırılmasına yönelik olarak sera projesi ortaya konuldu. NASA'nın yöneticilerinden emekli astronot John Grunsfeld'e göre Mars'taki su kaynakları büyük ihtimalle yeraltındaki akarsuların varlığına işaret ediyor. Bu da gezegenin yüzeyi altında mikrobiyolojik bir yaşam olabileceğine işaret ediyor. İşte Mars'a şişme malzemelerle kurulması planlanan seralarda yetiştirilecek bitkiler bu yer altı kaynaklardan beslenebilecek. Bu bitkiler sayesinde de karbondioksit emilimi sağlanarak oksijen seviyesi yükseltilecek. Bu sayede Mars'a gidecek insanlar için nefes alınabilir bir hava ve gıda sağlanacak. Grunsfeld'e göre sera projesinin şu aşamada halk arasında bir fantezinin parçası gibi algılanması çok normal. Ancak emekli astronot 'Mars'ta suyun varlığı artık somut bir veri. Bu da bilim insanlarımızı Mars'ta yaşam tespit etmek için uygun cihazlar yapmaya teşvik edecektir' diyor. 


İŞTE MARS AJANDASI

NASA'nın üst düzey yöneticileri önümüzdeki 5 yıl içinde Mars'la ilgili birçok sırrın daha çözüleceğinden emin. Nitekim bu yönde hem ABD hem Avrupa hem de Rusya'nın birbirinden bağımsız projeleri var. İşte o projeler: 

INSİGHT: NASA, Mart 2016'da üzerinde uzun süredir çalıştığı INsight isimli keşif ünitesini Mars'a gönderecek. Bu keşif aracı ilk kez Mars'ın NASA uzmanlarının tabiriyle bağırsaklarının içini inceleyecek. INsight'ın yapacağı analizler yepyeni keşifleri beraberinde getirecek. 2020'de henüz ismi açıklanmayan bir keşif aracı daha ABD tarafından uzaya gönderilecek. Tüm bu çalışmalar 2030'dan sonra Mars'a insanlı misyonun yolunu açacak. 

EXOMARS: Avrupa Uzay Ajansı'nın tasarladığı ExoMars isimli keşif aracının 2016'da Mars'a gönderilmesi Rusya destekli iki aşamalı projenin ilk ayağını oluşturuyor. Nitekim 2018'da aynı proje kapsamında Rusya da Mars'a bir robot gönderecek. 

AKAN SU NEYİ DEĞİŞTİRİR? 

BBC bilim muhabiri Jonathan Amos'un bu sorunun cevabını aradığı makalesinde bilim insanlarının "Akan su işlenip içilebilir. Oksijen ve roket yakıtı gibi ihtiyaçlarda kullanılabilir. Ancak yeni keşfedilecek organizmaları steril tutmak için uzay araçlarının nereye ineceği sorunu da ortaya çıkabilir" görüşüne yer verildi.

ARTIK BİLİM, KURGUYA DAHA YAKIN

NASA'nın Mars'ta tuzlu su keşfini dünyaya duyurmasından sonra akıllara ilk gelen Hollywood'un yüksek bütçeli bilimkurgu filmleri oldu. Özellikle Türkiye'de de bu cuma gösterime girecek olan Matt Damon'un uzay misyonunda yaşanan bir kaza sonucu Mars'ta tek başına kalan bir botanik uzmanını canlandırdığı "The Martian" (Marslı) filmi... Eleştirmenler 'The Martian'ı bugüne kadar bilim kurallarına, insan mantığına ve gerçekliğe en uygun şekilde senaryolaştırılmış film olarak değerlendiriyor. İnternet üzerinden yayın yapan Slate dergisinin Fransızca versiyonunda yer alan "Bilim insanları, Hollywood'dan intikam alıyor" başlıklı ve Lorenzo Calligarot imzalı makalede "Astronomi dünyasında son dönemde yapılan keşifler, Hollywood'u da bilim dünyasına yaklaştırdı. 90'ların evrensel bilim kuralları ve insan mantığından uzak bilimkurgu filmleri yerini prodüktörlerin bilim insanlarıyla ortaklaşa çalıştığı dev bütçeli yapımlara bıraktı. Nitekim son yıllarda en çok gişe yapan 10 filmin 9'u bir şekilde bilim kurguyla bağlantılı" deniliyor. Bir prodüksiyon şirketi yetkilisinin "Eğer insanlar filmin mantığıyla bilim kuralları arasında bağlantı kuramazsa o filmden hoşlanmaz" sözlerine de yer verilen makalede, Guardian gazetesi yazarı Adam Rutherford'un "Bilim insanları dağınık saçlı çılgın insanlar değildir" başlıklı yazısına da atıfta bulunuluyor. Rutherford, 'The Martian' filmi çerçevesinde kaleme aldığı makalede "Bilim insanları çoğu zaman filmlerde yanlış anlatılıyor. Ancak Matt Damon'un filmde canlandırdığı botanik uzmanı karakter, denemeyanılma yöntemiyle Mars'ta hayatta kalmak için çözüm bulmaya çalışarak bilimsel yöntemlere daha yakın bir çizgide duruyor. En azından eski bilimkurgu filmlerinin 'Aniden buldum' saçmalığına yanında getirdiği patatesi Mars toprağına ekmeye çalışarak gerçekçi bir yaklaşımla son veriyor" diyor. 

DEVASA KARA DELİK BULUNDU 

İngiliz gök bilimciler Spitzer Uzay Teleskobu ile keşfedilen "SAGE0536AGN" isimli galaksinin merkezinde olması gerekenden 30 kat daha büyük bir kara delik tespit ettiklerini duyurdu.

Bakmadan Geçme