Kurtulmuş: İslam üzerinde yanlış algıların oluşturulduğu dönemden geçiyoruz

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, dünyada İslam adına fevkalade ciddi ve İslam dışı aşırılıkların uygulandığı ve İslam üzerinde yanlış algıların oluşturulduğu bir dönemden geçildiğini belirtti.

  • 687

İSTANBUL

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Bugün dünyada maalesef İslam adına fevkalade ciddi ve İslam dışı aşırılıkların uygulandığı, özellikle İslam dünyasının kendi iç bünyesindeki birtakım gerilim ve çatışmalar içerisinde, neredeyse kan gölüne döndüğü, bunun üzerinden İslam üzerinde yanlış algıların oluşturulduğu bir dönemden geçiyoruz' dedi.

Kurtulmuş, Sultangazi Belediyesi, UNESCO Türkiye Temsilciliği ve Ahmet Yesevi Üniversitesi tarafından düzenlenen 'Hoca Ahmed Yesevi 850. Ölüm Yıl Dönümü Anma Programı'nda yaptığı konuşmada, medeniyet değerlerinin daha iyi anlaşılmasına vesile olacak bu tür toplantıların bir anmanın çok ötesinde anlamlandırılması gerektiğini belirtti.

Hoca Ahmed Yesevi'nin, 21. yüzyılın dünyasında, bugün yaşanılan şartlar içinde temsil ettiği ekolün ve zihniyetin çok daha iyi anlaşılmasının zaruri olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bugün dünyada maalesef İslam adına fevkalade ciddi ve İslam dışı aşırılıkların uygulandığı, özellikle İslam dünyasının kendi iç bünyesindeki birtakım gerilim ve çatışmalar içerisinde, neredeyse kan gölüne döndüğü, bunun üzerinden İslam üzerinde yanlış algıların oluşturulduğu bir dönemden geçiyoruz. Bir tarafta İslam adına aşırılıkları ortaya koyanlar, İslam'ı anlamamış olanlar, İslam'ı terörle, baskıyla, zulümle neredeyse eş değerli hale getirenler, diğer tarafta 'hazır fırsatı bulduk, fırsat bu fırsattır' diyerek sadece bu gruplara değil, dünyadaki bütün Müslümanlar'a ve İslam inancına yüklenen yeryüzündeki karanlık islamofobi odaklar. Ahmed Yesevi'nin ve onun izlemiş olduğu çizginin çok iyi anlaşılması lazım.'

İrfan mektebi

Ahmed Yesevi ve ondan sonra gelen Mevlana, Şeyh Edebali, Yunus Emre, Sarı Saltuk, Hacı Bektaş ve Hacı Bayram Veli ile bu topraklarda gelişen ve İslam dünyasına yayılan bu geleneğin bir isminin konulması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, Hazreti Muhammed ile başlayan bu geleneğe 'irfan mektebi' adı verilmesi gerektiğini anlattı.

İrfanın, kişinin kendisini, dünyayı, kainatı ve Rabbini bilme eylemine verilen isim olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, 'Bu irfan mektebinin tarihsel olarak iki önemli halkası vardır. Bunlardan biri Hazreti Peygamber'in Medine'de başlattığı ve Mekke'de taçlandırdığı, kendisinden sonra da raşit halifelerin 30 küsur yıl sürdürdüğü saadet asrıdır. Peygamberin vahyinin temelinde tam da bütün bu erenler vasıtasıyla dünyanın dört bir tarafına yayılan bu irfan mektebinin ilk işaretleri vardır' dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Hazreti Muhammed'in vefatından sonraki bozulma döneminde zühd hareketini başlatan bir grup insanın, Arap Yarımadası'ndan Hoca Ahmed Yesevi'nin de bulunduğu Fergana Vadisi'ne göç ettiklerini, Hazreti Muhammed'in tevhid inancını ortaya koyduğu büyük hareketin, irfan mektebinin ikinci halkasını açtıklarını anlattı. Kurtulmuş, konuşmasında şunları aktardı:

'Erenlerin orada ortaya koymuş olduğu felsefe, Anadolu Selçukluları'nın, Büyük Selçukluların, Osmanlıların bütün dünyaya yayılmasının arkasındaki en temel unsurdur. Sanmayın ki Osmanlı, Avrupa'nın ortalarına kadar ya da Selçuklular Anadolu topraklarının ortalarına kadar sadece ve sadece asker gücüyle, kılıçlarıyla, develeriyle ve atlarıyla geldiler. Develeri, atları, kılıçları vardı ama onları buralara getiren esas şey; Hazreti Peygamber'den aldığı ilhamla yenilenen, kendi rönesansını yapan o irfan mektebinin çıkışıydı. Osmanlı, o irfan mektebinin, insanları gerçekten gazaya hazırlayan o gazavat ehlinin oluşturduğu ruha sahiptir. İşte ikinci halka burasıdır.'

Bu büyük geleneğin Anadolu, Rumeli ve Avrupa topraklarında yeşerdiğini dile getiren Kurtulmuş, ünlü tarihçi Fernand Braudel'in 'İslam'ın iki büyük yürüyüşü oldu. Bunlardan birisi Peygamber ve sonrasındaki raşit halifelerin dönemidir. Sonra Selçuklular ve Osmanlılar tarafından ikinci büyük yürüyüşü oldu' sözünü hatırlattı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, tarihçi Braudel'in, o ikinci büyük yürüyüşü sadece askeri bir yürüyüş zannettiğini dile getirerek, 'O büyük yürüyüş bir gönül yürüyüşüdür. Bir büyük mektebin ortaya saçtığı ve uygulandığı görüşlerin bütünüdür' dedi.

Muhabir: Çiğdem Pala, Sefa Mutlu

 

www.haberplatosu.com

Bakmadan Geçme