İstanbul Şehir Üniversitesi'nde Gülencilere tepki istifaları

Başörtüsü düşmanı 28 Şubatçılardan biri olan ve Fetullah Gülencilere yakınlığı ile bilinen Prof. Dr. Ali Atıf Bir'in, İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörlüğüne getirilmesi ortalığı karıştırdı. Prof. Dr. Burhanettin Duran, Medaim Yanık ve Doç. Dr. Fahrettin Altun yayımladıkları mektupla istifa ettiklerini kamuoyuna duyurdu

  • 4127

Paralel Yapı'ya yakınlığıyla bilinen Ali Atıf Bir'in rektörlüğe getirildiği İstanbul Şehir Üniversitesi'nde akademisyenlerden şok bir tepki geldi. "Ali Atıf Bir varsa biz yokuz" diyen 3 akademisyen, Mütevelli Heyeti Başkanlığı'nı Murat Ülker'in yaptığı, Bilim ve Sanat Vakfı'nın birikimleriyle katkı sağladığı İstanbul Şehir Üniversitesi'nden istifa ettiklerini açıkladı. Prof. Dr. Burhanettin Duran, Doç. Dr. Fahrettin Altun ve Prof. Dr. Medaim Yanık, 7 yıldır görev aldıkları üniversiteden istifa ettiklerini bir mektupla kamuoyuna duyurdu. Akademisyenler istifa mektubunda, "Üniversite Rektörlüğüne Ali Atıf Bir gibi İstanbul Şehir Üniversitesi'nin misyonu, vizyonu ve değerleriyle açık bir karşıtlık içinde olan, (YÖK türbanla mücadelede sonuna kadar haklı. Türban üniversiteye girerse Türkiye şeriatla savaşı kaybeder) gibi ifadelerle anti-demokratik ve özgürlük karşıtı cephede yer alan ve bugüne dek Paralel Devlet Yapılanması'na destek veren bir ismin getirilmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Ve biz yokuz diyoruz" ifadeleri yer aldı. Bugün gazetesinde uzun yıllar köşe yazan Bir ise 1 Ekim'de Murat Ülker'den aldığı teklifle köşe yazarlığını bıraktığını açıklamıştı.

 

Şehir Üniversitesinden istifa eden üç ismin ortak özelliği, AK Parti'ye yakınlığı ile bilinen SETA'nın yöneticileri olmaları.

Burhanettin Duran, "genel koordinatör" ünvanı ile SETA'nın başındaki isim.

Fahrettin Altun, İstanbul'da "genel koordinatör".

Medaim Yanık ise İstanbul'da "genel koordinatör yardımcısı" olarak görev yapıyor.

SETA son dönemde daha çok Başbakan Ahmet Davutoğlu'na yakınlığı ile dikkat çekiyor.

 

 

  • Burhanettin Duran
    Genel Koordinatör

    Burhanettin Duran

    1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 1993-2001 yılları arasında Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamladı.Aynı yıllarda Sakarya Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. 2001-2009 yılları arasında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. 2010-2011 öğretim yılını George Mason Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak geçiren Duran, halen İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde profesör olarak çalışmalarına devam etmektedir. Değişik kitap ve dergilerde Türk düşünce tarihi, Türk dış politikası, İslamcılık, Avrupa, demokrasi ve sivil toplum konularını işleyen Türkçe ve İngilizce makaleleri bulunan Duran’ın, 19. Dönem Parlamento Tarihi (3 cilt) başlıklı bir de kitabı yayımlanmıştır. Duran ayrıca, Dönüşüm Sürecinde Türkiye, Dünya Çatışma Bölgeleri I-II, Ortadoğu Yıllığı 2008, Türk Dış̧ Politikası Yıllığı 2009, 2010, 2011 ve 2012 adlı eserlerin editörleri arasında olup, SETA'nın genel koordinatörlük görevini sürdürmektedir

     
     
  • Fahrettin Altun
    Genel Koordinatör, İstanbul

    Fahrettin Altun

    1998’de İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini 2000 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladı. 2002-2003 öğretim yılında ABD’de Utah Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde misafir araştırmacı olarak bulundu. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde doktorasını tamamladı. Modernleşme Kuramı: Eleştirel Bir Giriş (İstanbul: Küre Yayınları, 2. baskı, 2005) isimli kitabını kaleme aldı. Altun’un; medya sosyolojisi, medya kuramları, sosyolojik teori ve Türk modernleşmesi alanlarında ulusal ve uluslararası akademik dergilerde çeşitli makaleleri yayımlandı. 7 yıl kitap yayıncılığı sektöründe çalıştı. 3 yıl süreyle Anlayış Dergisi’ni yönetti. Medya ve iletişim sosyolojisi, siyasal iletişim, Türk modernleşmesi, Türkiye politik kültürü ve siyasal düşünce hareketleri alanlarında çalışan Dr. Altun, halen İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyeliği görevini ve SETA İstanbul’da genel koordinatörlük görevini sürdürmektedir.

  •  
  • Medaim Yanık
    Genel Koordinatör Yardımcısı, İstanbul

    Medaim Yanık

    İstanbul Tıp Fakültesi mezunu olan Medaim Yanık, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde psikiyatri uzmanlığını tamamladı. 2005-2009 yılları arasında Bakırköy Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde başhekimlik yaptı. 2009 yılından beri İstanbul Şehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesidir. Çalışma alanları arasında kültür, aile, travma ve siyaset psikolojisi bulunmaktadır. SETA İstanbul’da Toplum ve Kültür masasının direktörlüğünü sürdürmektedir.

BURHANEDDİN DURAN YAZIYOR:

ŞEHİR ÜNİVERSİTESİNDEN NİYE AYRILDIM?

 

Bazı kararlar zordur, yüreğinizi acıtır.
Ta içinizde bir tel kopar, içinizde boşluk oluşur.
Ama zamanı gelmişse de kaçınılmazdır.
Şehir Üniversitesi'nden ayrılmak benim için böyle bir karar oldu.
Seyrantepe'deki mütevazı bir masaya davetle başladı Şehir Üniversitesi'ndeki hikâyem.
Yeni bir üniversitenin kuruluşunda yer almak karşı koyulamaz bir heyecandı.
Hele bu davet "iyi, doğru ve güzeli" aramak için bir araya gelmiş insanlardan gelmişse.
Öğrencilik yıllarımdan itibaren entelektüel birikimimde istisnai yeri olan Bilim ve Sanat Vakfı'nın kurduğu bir üniversiteye davet edilmişsem. Büyük soruların cevabının peşine düşmüştük.
Evrensel olanla yereli nasıl birleştirebiliriz?
Her biri bir dünya görüşünün elinde küçük cemaatlere dönen üniversitelerden olmayacaktık. Kadim değerlerin ışığında yeni bir soluk olacaktı Şehir Üniversitesi.
Farklılıkları zenginlik olarak gören, kaliteli ve entelektüel duruşu olan akademisyenlerden oluşacaktı üniversitemiz.
Başarılı akademik kariyer tek tercih sebebi değildi.
İdeolojik görüşler önemli değildi, özgürlüklere sahip çıkılması vazgeçilmez öncelikti.
Yasakçılığı reddeden, müzakereye, etkileşime açık beyinlerin buluşması olacaktı.
Her ideolojiden nitelikli akademisyenlerin bulunduğu "kozmopolit bir vahayı" düşlemiştik. Sadece klişelere, katı duruşlulara, kesin inançlılara, yasakçılara yer yoktu.
Türkiye'nin ihtiyacı olan sinerji ve ortak zemin bu birliktelikten doğacaktı.
Bu duygularla kurucu akademisyen kurulun içinde büyük bir onurla ve ümitle yer aldım.
Mustafa Özel'den Gökhan Çetinsaya'ya, Akif Demirci'den Erkan Türe'ye, Abdülhalik Damar'dan Ahmet Okumuş'a, Fahrettin Altun'dan Medaim Yanık'a ve Ali Pulcu'dan Coşkun Çakır'a birçok güzel insanın emekleriyle eşsiz bir kurum hayat buldu.
Uzun toplantıların, çok ciddi bir altyapı çalışmasının sonunda Şehir Üniversitesi bahsettiğim ideallere büyük ölçüde ulaşan bir üniversite oldu.
Bu başarının arkasında Murat Ülker'in mali desteği vardı. Kendisi, Bilim ve Sanat'ın vizyonuna inanmıştı.
Peki bugüne nasıl geldik?
Malum, Türkiye'nin son iki yılı türbülans içinde. Siyaset kurumunun krizi ile gerçekliğin büyük aynası küçük parçalara bölündü.
Bu parçalanma en çok da akademisyenleri, aydınları yordu, savurdu.
Yabancı devlet adamlarına "gelme" diyen çağrıları duyduk.
Şehir Üniversitesi'nden de farklı ideolojik pozisyon alanlar oldu. Kimisine katılmasam da üniversite olmanın ruhuna uygun buldum.
Ancak üniversitemdeki son rektör atamasını başka bir yola girildiği şeklinde yorumladım.
Ticarileşme belki kaçınılmaz vakıf üniversiteleri için. 
"Akademik cennet" rüyaları görmek kırılgan bir beklenti.
Bununla birlikte Bilim ve Sanat Vakfı'nın temsil ettiği misyondan uzaklaşılmasını kabul edilemez buluyorum.
Üniversitemin misyonu, vizyonu ve değerleriyle açık bir karşıtlık içinde olan, "YÖK türbanla mücadelede sonuna kadar haklı. Türban üniversiteye girerse Türkiye Şeriatla savaşı kaybeder" gibi ifadelerle anti-demokratik ve özgürlük karşıtı cephede yer alan ve bugüne dek "paralel" medyaya destek veren bir ismin getirilmesini onaylamıyorum.
Öğrencilerimin, çalışma arkadaşlarımın beni anlayışla karşılayacağını umuyor, İstanbul Şehir Üniversitesi'nin bu dar boğazdan bir an önce çıkmasını temenni ediyorum.

 

Bakmadan Geçme