Davutoğlu konuşurken gözyaşlarını tutamadı

Hakkari Dağlıca'da şehit olan 16 askerden 10'u için Van'da tören düzenlendi. Törende konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, ülkenin her bir karesi emniyette olana kadar mücadelenin devam edeceğini söyledi. Geçmişte olduğu gibi bugün de aynı saldırılarına devam eden hainlerin olduğunu söyleyen Davutoğlu, konuşması sırasında gözyaşlarını tutamadı.

  • 1676

Hakkari'nin Dağlıca bölgesindeki terör saldırısında şehit düşen askerler için Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun katılımıyla Van'da tören düzenlendi.

Dağlıca'daki terör saldırısında şehit edilen 16 askerden 10'u için Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Jandarma Pilot Yarbay Yusuf Turgut Kışlası Helikopter Filo Komutanlığında düzenlenen törene, Başbakan Davutoğlu, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül, Vali İbrahim Taşyapan ve kuvvet komutanları katıldı.

"Milletimizin başı sağ olsun ama milletimizin başı aynı zamanda dik olsun"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hakkari'nin Dağlıca bölgesindeki terör saldırısında şehit düşen askerler için Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Jandarma Pilot Yarbay Yusuf Turgut Kışlası Helikopter Filo Komutanlığında düzenlenen törende yaptığı konuşmada, burada, cenneti alaya, milletin manevi kalbine, yüreğine uğurlanan şehitlerin huzurunda olduklarını söyledi.

Şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine de başsağlığı dileğinde bulunan Başbakan Davutoğlu, "Milletimizin başı sağ olsun ama milletimizin başı aynı zamanda dik olsun. Eminim bugün bu şehitler al bayrağa sarılı tabutlardan başlarını kaldırsalardı milletimizin başı sağ olsun dediğimde onlar 'milletimizin başı dik olsun' diyeceklerdi, 'başınızı eğmeyin' diyeceklerdi. 'Bizler daha önce bu topraklarda o al bayrağı, inancımızı, ezanımızı, Kur'anımızı, vatanımızı ve milletimizi korumak için şehit düşenlerin torunlarıyız. Başınız dik olsun' diyeceklerdi" ifadelerini kullandı.

"Omuz omuza veriniz"

Geçmişte ezanın dinmesi, susması, bayrağın inmesi için yurt dışındaki odaklarla işbirliği içinde olan hainlerin bugün de çıktığını dile getiren Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yüzyıl önce İstiklal Harbi için nasıl hep beraber omuz omuza geldiysek, bugün de birtakım dış odakların ve dış mihrakların piyonu olan bu çetelere karşı omuz omuza vermek durumundayız. Nasıl geçmişte bu topraklarda ezanın dinmesi, susması, bayrağın inmesi için yurt dışındaki odaklarla işbirliği içinde hainler çıktıysa bugün de çıktılar. Onlara karşı aziz şehitlerimizin huzurunda hep beraber saf saf durmalıyız. Buradan Anadolu'nun Trakya'nın, Mezopotamya'nın, Kafkasya'nın, Akdeniz'in, Karadeniz'in, Ege'nin, Van Gölü'nün, Tuz Gölü'nün ve dahi bütün dağların çocuklarına sesleniyorum; omuz omuza veriniz. Hep beraber bu toprağın asil çocukları bin yıllık tarihin kardeşliğini taşıyan yüreklerinde muhabbet sedaları inleyen Yunus Emre'nin, Feqiye Teyran'ın çocukları gelen bu çetelere karşı insanlıktan çıkmış bu terörist odaklara karşı hep beraber olalım."

"Kahramanca mücadele veriliyor"

Davutoğlu, kahraman askerlerin, polislerin 23 Temmuz'dan bu yana milleti kana bulamak isteyen bu çetelere karşı kahramanca mücadele verdiğini anlattı.

"Gerek sınır ötesinde, Suriye ve Irak'ta, gerekse sınır içinde her şehirde, her ilçede milletimizin huzuru, hiçbir etnik ve mezhebi ayrım gözetmeden, her bir vatandaşımızın gece yatağında ailesiyle huzur içinde yaşaması için kahramanca mücadele veriyorlar" ifadesini kullanan Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ve bu 16 kahraman aldıkları emir gereği ülkemizin bütünlüğünü korumak ve Türkiye'nin her bir toprağının her bir santimetre karesinin sadece ve sadece milletten gücünü alan emniyet ve silahlı kuvvetlerimizin denetiminde olduğunu göstermek, Türkiye-Irak sınırını kontrol altına almak ama en önemlisi de Dağlıca ile Yüksekova arasında halkımızın rahat ve huzur içinde seyahat etmesini temin etmek için yollara döşenmiş mayınları temizlemek üzere yola çıktılar. Her biri farklı yerlerden farklı illerden gelmişlerdi. Ama hedefleri aynıydı; bu toprakların birliği, bu vatanın birliği, milletin birliği ve Yüksekovalıların, Dağlıcalıların, Hakkarililerin bütün ülke vatandaşlarının huzur içinde emniyet içinde seyehat etmelerini temin etmek."

Güvenlik güçlerine haince tuzak kurulduğunu kaydeden Davutoğlu, şöyle dedi:

"Haince tuzak kurdular. Karşılarına mertçe çıkamayanlar tuzaklarla mayınlarla onları şehit etmek için her türlü kumpasın içine girdiler. Puslu havalarda ortaya çıkan çakallar gibi Türkiye'nin özellikle çevresindeki ateş çemberinin içinde puslu ortamda Türkiye'yi de bu ortamın içine sokmak isteyenler harekete geçtiler. Bugün de Iğdır'da harekete geçtiler. Bütün meseleleri bu ülkenin birliği konusundaki inancımızı sarsmak, direncimizi kırmak ve Türkiye'yi çevrede gördüğümüz ülkelerde olduğu gibi şehir şehir, köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak çatışmalar girdabına sokmak. İşte onlara karşı buradan sesleniyorum. Onlar hangi tuzakları kurarlarsa kursunlar ve dahi bu aziz şehitlerimiz şahit olsunlar ki bu toprakların her dağı, her şehri, her köyü, her mahallesi, her mezrası emniyet içinde olana kadar bu mücadelemiz sürecek."

"Şehitlerimizin mesajı açıktır"

"Nasıl birtakım hain odaklar yüz yıl önce bu toprakların elimizden çıktığını düşünmüşler ve ona göre planlar yapmışsa ve bunlar boşa çıkmışsa, Sarıkamış'a yürüyen 120 yiğit genç nasıl Vanlıların vatan aşkını taşımışsa bu günde buradaki Vanlılar ve onların huzurunda bulunduğu bu aziz şehitler, Türkiye'nin her yerine naaşları giderken birliğin beraberliğin mesajını da götürecekler" diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bu şehitlerimizin mesajı açıktır. Şanlı al bayrağımıza sarılı tabutlarından bize sesleniyorlar; 'emanetimize sahip çıkın' diyorlar. Süphan Dağı şahit olsun, Van Gölü şahit olsun ki emanetlerine sahip çıkacağız. Yine onlar, her biri yurdun bir köşesinden gelerek bize manen sesleniyorlar ve diyorlar ki 'bizi haince katledenlere tuzaklara sevinme fırsatı vermeyin. Başınız dik omuzlarınız yan yana olsun. Sakın ola ki onların arzu ettiği şekilde cenazelerimizde herhangi bir başka vatan evladına karşı öfke olmasın.' Bakınız asırlarca bu topraklarda olduğu gibi 23 Temmuz'dan bu yana yürüttüğümüz mücadelede de şehit düşenlerin arasında Türk de var, Kürt de var, Arap da var, Sünni de var, Alevi de var. Kim ki şehitlerimiz üzerinden herhangi bir vatandaş kitlemize karşı öfke kusmaya kalkarsa, onlara karşı bir tepki ve provokasyona yönelirse emin olunuz şehitlerimiz haklarını helal etmez. Şehitlerimizin cenazelerinde vakur bir şekilde hep beraber Türk, Kürt, Sünni, Alevi bütün vatandaşlarımız omuz omuza duracağız. Ancak o zaman bu şehitlerimizin o yüce davaları bütün kalplerde hak ettiği yeri bulur."

"Birliğimizi beraberliğimizi gösterelim"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, yüz yıl önce omuz omuza olunduğu gibi bu zor günlerde de omuz omuza olma kararlılığını göstermek gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Şehit cenazelerimizde ülkenin her bir köşesinden gelen kardeşlerimizle omuz omuza duralım. Birliğimizi beraberliğimizi gösterelim. Başımızı dik tutalım. Hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım. Hangi kökenden gelmiş olursak olalım. Hangi ideolojiyi benimsiyor olursak olalım. Bu haince katliamlar karşısında omuz omuza duralım, yürek yüreğe olalım, göz göze bakalım. Bugün öfkenin, kinin, nefretin, karşılıklı suçlamaların spekülasyonların, asılsız asparagas haberlere dayalı suçlamaların ithamların günü değil. Bugün kardeşlik günü, bugün fedakarlık günü. Canlarını bizim için feda etmiş aziz şehitler bu fedakarlığı yaptıktan sonra bize düşen onların fedakarlığı karşısında hepimizin nefislerini, egolarını bir kenara bırakarak ülkenin geleceği yönünde hep birlikte çalışma azmini, kararlılığını göstermemizdir. Bu aziz şehitlerimiz Kur'an-ı Azimüşşan'da vurgulandığı gibi ölü değillerdir. Onlar gür kavağa doğru yürürken nasıl canlı idilerse bugün buradan ailelerine, yurtlarına, illerin dönerken de canlıdırlar. Onlar şehittirler, onların şehadetleri hem bu dünyada hem ahirette onlar için mübarek bir vesiledir. Önemli olan onlara bizim layık olabilmemiz, önemli olan onların emanetini taşıyabilecek gücü yüreğimizde barındırabilmeniz. Önemli olan o gece içinde o vadi de son nefeslerine kadar bu toprak için çarpışan, son nefeslerini verirken de geride aziz bir milletin mensubu olmanın gururunu taşıyarak son nefesini veren şehitlerimizin haklarını bize helal etmeleridir. Onların haklarını helal etmeleri için hepimizin birlik ve beraberlik içinde olmamız lazım."

Şehitlere bir kez daha seslenmek istediğini dile getiren Davutoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Son olarak aziz şehitlerimize bir kez daha seslenmek istiyorum. Sizler buraya al bayrakları taşıyarak geldiniz. Şimdi al bayraklara sarılarak yurtlarınıza, köylerinize dönüyorsunuz. Allah şahit olsun, Süphan Dağı şahit olsun, Van Gölü şahit olsun, emanetiniz emanetimizdir. Bu milletin bu vatanın birliği beraberliği için dökülen her kanın hesabını soracak, dökülen her terin karşılığını vereceğiz. Mekanınız Çanakkale şehitlerinin mekanı olsun, mekanınız Sarıkamış, İstiklal Savaşı şehitlerinin mekanı olsun. Ve o mekanı Rabbim bize de nasip eylesin. Allah varlığımızı birliğimizi daim, vatanımızı baki, imanımızı kavi gücümüzü bileğimizi her daim kaim eylesin. Allah'a emanet olun, yolunuz açık olsun. Bayrağınız ve emanetiniz bundan sonra bizim omuzlarımızda bizim yüreğimizdedir. Ruhunuz şad olsun."

Başbakan Davutoğlu'nun konuşma esnasında duygulandığı gözlendi.

Bakmadan Geçme