BBP seçim beyannamesini açıkladı

BBP'nin seçim beyannamesi, Ankara Spor Salonu'nda milletvekili adaylarını tanıttığı toplantıyla açıklandı. İşte vaatler:

  • 1388

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'nin okuduğu beyannamede, terörün bitirilmesi, çözüm sürecinin sonlandırılması, hukukun yeniden yapılandırılması, basın özgürlüğü bulunuyor.

İdam cezasının geri getirilmesi, yolsuzlukla mücadele, yeni Anayasa sözü verilen beyannamede, yüzde 10 seçim barajının kaldırılması, işsizlik ile enflasyon sorununun çözümü, iç ve dış borçları sıfırlamak, denk bütçe yapmak ile adil vergi taahhüdünde bulunuldu.

Bölgesel kalkınmanın kırsaldan başlatılacağı, çiftçiye mazotun 1 liradan verileceği belirtilen beyannamede, elektrik faturalarındaki kayıp-kaçak bedellerinin yük olmaktan çıkacağı sözü verildi. 

- Öğrencilere ücretsiz öğle yemeği

Atanamayan öğretmenlerin sorunlarını çözme vaadinde bulunulan beyannamede, diğer taahhütler ise şöyle yer aldı:

"Öğretmenlerin maaş ve özlük hakkı iyileştirilecek. İlk ve orta öğretimde tam gün eğitim gören öğrencilere ücretsiz öğle yemeği ve servis hizmeti verilecek. Anayasaya ve yasalara aykırı olmamak kaydıyla her düzeyde ve alanda eğitim ve öğretim kurumlarının açılması serbest olacak. YÖK kaldırılacak. Beşikten mezara kadar herkes sağlık sigortalı olacak, yeşil karta ve herhangi bir ek ödemeye gerek kalmadan sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanılacak. Vatandaşların eczanelerde borçlu olduklarını öğrendikleri katkı payı ödemeleri kaldırılacak.

Kamuda hizmet alımındaki taşeron işçilik işlemlerine son verilecek, mevcut taşeronlar kadroya alınacak. Asgari ücretten vergi alınmayacak. Er ve erbaşlara, asgari ücret tutarında askeri ücret verilecek. Çalışanların kıdem tazminatı korunacak. Çıraklık ve staj sigortalısının emeklilik için başlangıç olarak sayılacak. Gazetecilerin yıpranma hakkı yeniden tanımlanacak, çalışma şartları iyileştirilecek. Banka kredisi ve kredi kartı borcu olanların borçlarını kolayca ödeyebilmeleri için, borcun faizi tamamen silinecek, ana borç ise taksitlendirilerek vatandaşımız bankaların elinden kurtarılacak."

- İşçi, memur ve emeklilere yüzde 50 zam

Emeklilik yaşının kadınlarda 45, erkeklerde 50 olacağı, emeklilere, memurlara, ikramiye alamayan kamu işçilerine, dul, yetim ve şehit yakınlarına, yaşlı ve kimsesiz maaşı alanlara Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye sözü verilen beyannamede, "İşçi, memur ve emeklilere yüzde 50 zam, asgari ücret bin 500 lira olacak, evlenecek her çifte brüt asgari ücret kadar karşılıksız ödeme yapma, evlenen çiftlere faizsiz evlenme kredisi" ifadesi kullanıldı.

- "Doğum yapana işsizlik maaşı"

"Doğum yapan anneye bir yıl boyunca destek olarak, 'işsizlik maaşı' verilecek beyannamede, şu sözler verildi: 

"65 yaş maaşına yüzde 100 zam yapacak. Emekli maaşları yüzde 50 oranında artırılacak. Engelliler için bir 'Engelli Fonu' kurulacak. Engelli gençlerin eğitim alanları genişletilecek. Türkiye'nin AB'ye üye olmasına karşıyız, AB'ye tam üyelik yerine, eşit koşullarda karşılıklı ikili ilişkiler içinde olmayı doğru buluyoruz. Dış politikada barış ve diyalog esas alınacak. Dış Türkler, soydaşlar ve akraba topluluklarımızın her daim yayında olacağız."

DESTİCİ'NİN KONUŞMASININ TAM METNİ

 

Kıymetli dava arkadaşlarım,

değerli hanımefendiler, değerli beyfendiler,

basınımızın müstesna temsilcileri,

televizyonların başında bizi izleyen

vefakar, cefakar vatandaşlarım.

Öncelikle hepinizi sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum

Gününüz hayırlı olsun.

 

Çağırdılar geldik. Yürü dediler yürüdük, koş dediler koştuk. Ama kimseyi yarı yolda bırakmadık.

“Yeryüzünde fitne kalmayıncaya kadar” devam edecek pürüzsüz bir yolun yolcularıyız biz.

 

Atlarının sırtında kıtalara adalet dağıtan ecdadın bıraktığı mirası, mukaddes bir yük olarak taşımaya and içmiş hareketiz biz. Zalimden alıp mazluma vermeyi gaye edinmiş hareketiz biz.
 

Milletimizin farklılıklarını ''hepimiz aynı kilimin desenleriyiz'' diyerek rahmete dönüştürmüş bir hareketiz biz.


Bölmeyen, parçalamayan, ötekileştirmeyen ve mensuplarına kardeşlik aşılayan bir hareketiz biz.

 

Hiçbir yerli ve yabancı güç odağından icazet almadan bugünlere gelmiş tek hareketiz biz.


Korkusuz, komplekssiz doğru nereden gelirse; yanında, yanlış nereden gelirse; karşısında durmuş bir hareketiz biz.

 

Bizim ecdadımız zafer garantili savaşlara girmedi; zaferle değil, seferle emrolunduğunu biliyordu.

Biz de zaferle değil, seferle emrolunduğumuzun bilinciyle sırat-ı müstakimden ayrılmadık.

 

Çünkü biz, inanıyoruz.

Çünkü biz, güçlüyüz.

Çünkü biz, haklıyız.

 

Biz mukaddes yükün hamallarıyız. Sonunda ne rütbe beklentimiz var, ne de mal.

Şan, şöhret, makam, mevkî peşinde koşanlarla aynı safta yer almadık, alamayız.

 

Biz kutlu bir emanetin bekçileriyiz. Bizim safımız emanet bekçilerinin safıdır.

 

Bizim safımız haysiyet savaşçılarının safıdır. Bizim safımız Hz İbrahim’in ateşine su taşıyan karıncanın safıdır

 

Bizim safımı;

“İnanmadığım yolda milyonlarla yürüyeceğime, inandığım yolda tek başıma yürürüm” diyen cennet mekân, şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun safıdır.

Müslüman Türk Milletinin inancına, değerlerine, vicdanına, sesine tercüman olmak için; insanlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin korunması için; huzur, güven, barış, kardeşlik ve adalet içinde yaşanan mutlu ve müreffeh bir ülke tesis etmek için yoldayız.

Ülkemizin meselelerinin farkında olduğumuz kadar, çözüm yollarını da biliyoruz.

İnsanı saygın görerek, ülkemizde vatandaşlarımızın bir arada, mutlu, huzur ve güven içinde yaşayacağı bir ortamı tüm vatandaşlarımızın, istek ve taleplerini hesaba katarak birlikte inşa edecek bir yönetim uygulayacağız. Her türlü öneri ve teklifi titizlikle dikkate alıp değerlendireceğiz.

 

Her işin güzel, çabuk ve az maliyetle yapılabilmesi için işi ehline vereceğiz. Hiçbir vatandaşımız arasında, ayrımcılık, kayırmacılık yapmayacağız.

İnsan haklarına saygılı, huzurlu, mutlu, barış ve kardeşlik içinde yaşanan bir toplum ve Türkiye için çalışıyoruz.

Ülkemizde terörü sonlandıracak, sosyal birliği ve kardeşliği tesis edeceğiz.

Edirne'deki kardeşinin acısını Kars’taki kardeşi duyan, Diyarbakır’dan yükselen sese Konya’dan ses veren bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz. Hepimiz aynı kilimin desenleriyiz. İnsanların bir arada ve mutlu yaşayacağı bir ülkeyi el birliğiyle ilmek ilmek dokuyacağız.

Temel insan hakları pazarlık konusu yapılamaz. Devlet bu  hakları vermekle yükümlüdür. Tüm vatandaşlarımız bizim yönetimimizde 1. sınıf vatandaş olacak.

Hiç kimse siyasi görüşünden, ideolojisinden, dilinden, inancından, mezhebinden, cinsiyetinden, etnik kökeninden, ırkından vb. dolayı ayrımcılığa ve adaletsizliğe uğramayacak.

Ancak devletin varlığı ve milletin birliğinin zaafa uğratılmasına asla tahammül edemeyiz. Lakin, bölücüleri, vayan hainlerini, emperyalist küresel güçlerin uşaklarını hak ettikleri sonla buluşturacağız. “çözüm süreci” adı altında PKK’yı güçlendiren, ülkemizi bölünme noktasına getiren kardeşliğimize göz diken, “çözül-me süreci”ni tüm unsurları ve sonuçları ile birlikte ortadan kaldıracağız. Bu süre içerisinde devleti zaafa uğratan, milleti mağdur edenlerden de hukuk önünde hesabını soracağız.

İktidarımızda ahlakı siyasete hâkim kılıacağız.

Büyük Birlik iktidarında siyasetin finansmanı şeffaflaştırılacaktır.

Siyasi sorumluluğu bulunmayan Cumhurbaşkanlığı makamına tahsis edilen örtülü ödenek kaldırılacaktır.

Kuvvetler ayrılığı prensibini hukukun üstünlüğü ilkesine göre yeniden ve geri dönülmez şekilde tesis edeceğiz, güçlünün hukuku yerine, hukukun üstünlüğü ilkesine işlerlik kazandıracağız.

 

Siyaseti demokratikleştireceğiz, demokrasiyi toplumsallaştıracağız

 

Yüzde 10 seçim barajını derhal kaldıracağız, seçim sistemini sosyal adalete ve milletimizin beklentilerine uygun hale getireceğiz. Siyasi partilerin aldıkları oy oranına göre Meclis'e girmesinin ve nispi temsil sistemine göre tüm toplum kesimlerinin Meclis'te temsil edilmesinin önünü açacağız.

 

Siyasi partilere devlet yardımına son verecek ve siyasetin finansmanını şeffaflaştıracağız.

 

Siyasi partilerin kendi amblemlerini kullanarak seçim işbirliği yapmalarının önünü açacağız.

 

Referandum müessesesine daha fazla işlerlik kazandıracak, önemli yasaları milletin onayına sunucağız.

 

Vatandaşlarımızın, kanun teklifi vermesinin önünü açacağız.

 

Medyanın objektif ve tarafsız olması, medya sahiplerinin de sadece medya ile ilgili alanlarda faaliyet göstermesi sağlanacaktır. Diğer tarafta iktidarın medya üzerindeki orantısız hakimiyetine müsade etmeyeceğiz.

 

Milletimizin vergileriyle finanse edilmesine rağmen, iktidarların millet üzerindeki   propaganda   aracına   dönüşen   kamu   yayın kuruluşları gerçek anlamda    kamu  yararı  için     çalışan kurumlara dönüştürülecek ve tarafsızlık ilkesine bağlı kalacaktır.

 

Hukukun ve hukukun üstünlüğü ilkesinin hangi saiklerle olursa olsun, içinin boşaltılmasına, zayıflatılmasına izin vermeyeceğiz. Hukuku yeniden ihya edeceğiz; masumiyet karinesini en temel ilke olarak tüm vatandaşlarımız için geçerli kılacağız.

“Adalet mülkün temelidir”, fakat “geç kalmış adalet”, adalet değil zulümdür. Adaletin hızlı işletilmesi için usul kanunlarında ve diğer alanlarda gerekli düzenlemeler yapılacaktır. Savcılar ile hâkimler yapısal ve kurumsal olarak birbirinden ayrılacak, iddia ve savunma işlevini yerine getiren savcılar ile avukatların konumları denk hale getirilecektir. İnsan hakları ihlalleri konusunu ele alan, İnsan Hakları İhtisas Mahkemeleri kurulacaktır. Siyaset ve idare, yargıya karışmayacak, yargının siyasallaşması yolu bir daha açılmamak üzere kapatılacaktır.

 

Kamu yönetiminde kamu yararı, liyakat ve ehliyet esaslarını hayata geçirilecek. Kamu görevlileri ile ilgili dava açılabilmesi için aranan üst yöneticilerinin izin şartını sınırlandıracağız.

 

Yerel yönetimleri vatandaş katılımı ile güçlendireceğiz.

 

Kırsal kalkınmayı sonuna kadar destekleyeceğiz.

 

Yerel ekonomik kaynakları değerlendirecek, böylece bölgesel gelişme sağlanacak ve “Yerel Ekonomik Gelişme Programı” uygulanacaktır.

 

Çıkış noktası yerli kaynaklarla yerinden kalkınma olan Kalkınan Anadolu Projesi (KAP) Türkiye'nin en temel ihtiyaçları göz önüne alınarak tasarlanmış, doğal kaynaklarımızın en verimli şekilde kullanılması amaçlanan büyük bir projedir.

Bu projeyle; Erzurum'dan başlayıp Ankara'ya ulaşacak ve Konya’da bitecek büyük su kanalları ile birlikte göletler oluşturulacak, yeni barajlar yapılacak, elektrik enerjisi sağlanacaktır.

 

İstihdam artırılarak göç engellenecektir.

 

Ekolojik zenginlik sağlanacak, tarım ve hayvancılık şehirleri kurularak tarım ve hayvancılık endüstrisi geliştirilecek, yeni turizm alanları oluşturulacaktır.

 

Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen denizin nimetlerinden yeterince istifade edemiyoruz. Büyük Birlik iktidarında Denizcili Bakanlığı kurulacak ve Denizcilikle ilgili tüm işlemler buradan takip edilecektir.

 

Türkiye’de; işsizlik, kalkınma ve dışa bağımlılık problemi, sanayileşme yolu ile bilgi ve teknoloji üretmek suretiyle çözülecektir.

 

Türkiye bu kapsamda, kendi arabasını, kendi akıllı telefonunu, kendi mikro-işlemcisini, kendi nanoteknolojisini, kendi biyoteknolojisini üretebilen bir ülke olacaktır.

 

Devletin verimli olmayan birimleri daraltılacak, kaynak israfı ortadan kaldırılacaktır.

Hali hazırdaki haksız vergi sistemi revize edilecek, üreticilerin ve tüketicilerin maruz

kaldıkları haksız, vergiler hak ve adalet temelinde yeniden düzenlenecektir.

Büyük Birlik iktidarında öncelikle iç ve dış borçlanmanın temel nedeni olan ekonomik program   değiştirilecek,   onun   yerine   adil  ve üretimi esas alan Ekonomik   Sistem kurulacaktır.   Böylece, ekonominin  temelinde  rant  değil,  üretim  olacaktır.  

Büyük Birlik iktidarında Türkiye üreten ve ürettiğini pazarlayabilen bir ülke haline gelecektir. Ekonomi yönetimi A’dan Z’ye üretime odaklanacak, kaynaklar en verimli şekilde üretime sevk edilecektir.

 

Devletin 450 milyar TL tutarındaki iç borcunun bir kısmı, kamunun kamuya olan borçlarının silinmesi yoluyla, bir kısmı uzun vadeli bir plan dahilinde Merkez Bankası kaynakları vasıtasıyla, kademeli olarak sıfırlanacaktır.

Büyük Birlik iktidarında ekilebilir bütün araziler tarıma açılacak, bütün madenler ve cevherler işletilecek, iş ve çalışma koşulları iyileştirilerek bütün işsizlere istihdam alanı sağlanacaktır.

 

En büyük kaynağımız insandır. Genç, inançlı ve kabiliyetli milletimiz harekete geçirilecektir.

Kamu Tek Hesabı kurulacak, böylece kaynak israfı engellenecektir. Borç-faiz sarmalından çıkılmasıyla, bütçeden yapılan yıllık ortalama 50 milyar TL’lik faiz ödemesi önlenecektir.

Kayıt dışı ekonomi ile mücadele edilecek, vergi dilimleri ve oranları makul seviyeye indirilecek, beyana dayalı vergi sistemi esas olacaktır.

Vergilerin ağırlıklı kısmı mali güce bakılmaksızın, tüketiciden alınmaktadır. Asgari ücretliden de üst gelir grubundakinden de aynı oranda vergi alınmaktadır. Bu haksızlığa mutlaka ama mutlaka son vereceğiz.

Asgari ücret açlık sınırının altında olmayacak, en az 1.500 TL olacak ve asgari ücretten vergi alınmayacaktır.

 

Yurtdışı  Ticaret  Ataşelerimizin  etkinliği  artırılacak,  bu  ataşeliklerin  “Dış  Ticaret

Ajansları” gibi çalışmaları sağlanacaktır.

 

Gümrük mevzuatı sadeleştirilecek ve şeffaf hale getirilecektir.

Tarım alanlarının amaç dışı kullanılmasında ilk sırayı yerleşim ve sanayi alanları almaktadır.

 

Düne kadar yeryüzünde kendini besleyebilen yedi ülkeden biri olduğumuz halde, uygulanan yanlış tarım politikaları neticesinde, bugün tarım ürünleri ithalatımız ihracatımızı çok geçmiş durumdadır.

 

İktidarımızda “Türkiye Tarım ve Hayvancılık Kurumu” kurulacaktır. Bu kuruma bağlı bir “Tarımsal Destek  Fonu”  oluşturulacak  ve  bu  fon  vasıtasıyla çiftçiye  faizsiz tarım  ve  hayvancılık kredileri verilecektir.

 

Güney sınırımızda 85 yıldır hiç kullanılmayan mayınlı araziler temizlenerek organik tarıma elverişli hale getirilecektir.

 

Şehir planları yapılırken 1. derece tarım alanları kesinlikle imara açılmayacaktır. Sıkı denetim ve takip ile tarım arazilerindeki kaçak yapılaşma önlenecektir.

 

Tarım   Kredi   Kooperatifleri   ile   tarım   ve   hayvancılıkla   uğraşan kooperatifler desteklenecektir.

Tarımda teknoloji kullanımı yaygınlaştırılacaktır. Tarım-sanayi işbirliği ve entegrasyonu artırılacaktır.

Teknik ve ekonomik bakımdan sulanabilir durumda olan 8,5 milyon hektarlık tarım arazisinin tamamı, makul olan en kısa sürede sulanır duruma getirilecektir.

 

Son yıllarda yapımı yavaşlatılan GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ve KOP (Konya Ovası Projesi) bir an önce tamamlanacak, KAP (Kalkınan Anadolu Projesi) hayata geçirilecektir.

Organik tarım yaygınlaştırılacak ve desteklenecektir.

 

Tohumculuk yabancı tohum firmalarının tekelindedir. Yerli tohum firmaları dış rekabet karşısında devlet tarafından desteklenecektir.

GDO’lu ürün imalatı ve ithalatı sıkı bir denetim altına alınacaktır. Helal gıda üretimi desteklenecek ve gerekli yasal düzenlemeler yapılacak, tüm tedbirler alınacaktır.

 

AB'nin dayattığı, tarım ve hayvancılığımızı olumsuz etkileyen uygulamalar, kotalar, sınırlamalar yeniden düzenlenecektir.

 

Tarım ve hayvancılık alanları "Stratejik Sektör" olarak özel  korumaya  ve  desteğe  tabi  tutulacaktır.  Bu  konudaki  Ar-Ge  çalışmaları yaygınlaştırılacak ve desteklenecektir.

 

Mevsimlik işçilerin, göçebe tarım işçilerinin çalışma ve seyahat şartları iyileştirilecektir.

 

Üretici  ve tüketici         arasında      fahiş    kârlar elde eden aracıların                  rolü azaltılacak, üretici ve tüketiciyi korunacaktır.

 

Çiftçiye mazotu 1 TL’den vereceğiz.

Çiftçinin pazar sorunu çözülecektir, ürün borsaları kurulacak.

Esnaf ve Sanatkârlar ile KOBİ’lere Koordinasyon ve Planlama Merkezleri ile çözüm ortağı olacağız

 

Esnaf ve sanatkârların ağırlıklı olarak yer aldığı KOBİ'ler, çalışan sayısı bakımından toplam girişimlerin yüzde 99,9’unu, istihdamın yüzde 76’sını, katma değerin yüzde 54’ünü, yatırımların yüzde 50’sini ve üretimin yüzde 56’sını oluşturmaktadır.

 

 

KOBİ’lere verilecek, yatırım ve finans teşvikleri artırılacaktır.

 

Trafik sorunlarını beraberinde getiren, esnafımızı kepenk kapatmaya zorlayan AVM’ler karşısında halkımızı ve esnafımızı koruyacağız.

 

Teşvik Yasası yeniden düzenlenerek ithal ikamesi sağlayan, ihracat potansiyeli olan yatırımlara ve özellikle KOBİ’lere destek verilecektir.

 

Büyük yatırımcı ve üreticilerin KOBİ’ler için lokomotif olmasını sağlayacağız.

 

Ülke kaynaklarını ranta değil, üretime yönlendireceğiz.

 

Esnafımız ve KOBİ’ler için Ticaret ve Sanayi Odalarının daha etkin ve verimli projeler üretmesini teşvik edeceğiz.

 

Koordinasyon ve Planlama Merkezleri oluşturarak verimli, etkili yatırım ve üretim modelleri geliştireceğiz.

 

 

Yük taşımacılığında, demiryolu ve denizyolunun payları artırılacaktır.

 

İktidarımızda az gelişmiş bölgelerin ulaşım bağlantıları güçlendirilecektir.

 

Kuracağımız yüksek teknolojide kendi mühendis ve işçilerimizin el emeği ve yerli malzeme ile Milli Demiryolu Tesisleri kurup Yerli Tren Setleri üreteceğiz.

 

Yerli Yüksek Hızlı Tren Demiryolu ağları yaygınlaştırıcağız.

 

Ülkemizde bulunduğu tespit edilen “Kaya gazı” üretimi çalışmalarına hız vereceğiz. Bor ve Toryum gibi milli madenlerimize sahip çıkacak, yerli üretimini ve işletimini millileştireceğiz.

 

Elektirikte Kaçak-kayıp bedelleri hiçbir şekilde vatandaşlarımızın üzerine yük olarak bindirilmeyecektir.

 

Büyük Birlik; üretim ve tüketimde insan ile tabiat arasındaki dengeyi, insan sağlığını ve tabii dokunun korunmasını esas alan çevre politikalarını uygulayacaktır.

Kentleşme, sanayileşme ve yapılaşmada ormanlar, meralar ve tarım alanları kullanılmayacaktır.

 

Petrol yakıtlarıyla çalışan ulaşım sistemleri yerine elektrik ve doğal gazla çalışan ulaşım sistemleri özendirilecektir.

 

İnsani koşullarda toplu taşımacılığa önem verilerektir.

 

2B arazileri gerçek sahibi olan orman köylülerine uygun şartlar ile verilecektir.

 

Yanlış  kalkınma,  tarım  ve  yönetim  politikaları  neticesi  olan  iç  göç, toplumun sosyal yapısını ve güvenliği olumsuz yönde etkilemektedir.

 

Büyük Birlik iktidarında; tersine göçün sağlanması için maddi ve manevi kalkınma dengeli ve planlı bir şekilde yürütülecek, Türkiye’nin tamamı yaşanılır hale getirilecektir.

 

Bölgeler arasındaki gelir dengesizlikleri giderilecek herkese doğduğu yerde yaşama ve iş bulma imkânları sağlanacaktır.

 

Devlet öncülüğündeki sanayi ve ileri teknoloji yatırımları Anadolu’nun her bölgesine yaygın/yatay olarak yapılacaktır.

 

Yatay, dengeli, ölçülü, insani şehirler inşa edilecektir.

 

Ucuz ve kaliteli konut projeleri ile vatandaşlarımızın barınma sorununa rant odaklı değil, insan odaklı ve ihtiyaca göre çözümler üretilecektir.

 

Rantsal değil gerçek bir kentsel dönüşüm yapacağız.

 

Bölgesel ve sosyal durum göz önüne alınacak, yerel kültür korunacaktır.

 

İnsanların beton kulelerin arasına sıkıştırıldığı, komşuluk ilişkilerini yitirdiği, sosyal gelişimlerini sekteye uğratarak birbirinden uzaklaştığı dikey betonlaşma hastalığı terk edilecektir.

 

Parklarda,  sokaklarda  hayat  mücadelesi  veren  kimsesiz,  evsiz  insanların  ve sokak çocuklarının sorunlarını ayrıntılı olarak gözden geçirip, kalıcı, yapısal çözümler üreteceğiz.

 

Her yıl “Sosyal Devlet Projesi” kapsamında; evi olmayan en alt gelir düzeyindeki ailelere her yıl 100 bin sosyal konut yapılacaktır.

 

Milli Eğitimimiz köklü ve milli bir düzenlenmeye ihtiyaç duymaktadır.

İlk olarak milli şuuara, milli ahlaka ve milli terbiyeye sahip, aynı zamanda çağın ilmiyle donanmış bir nesil yetiştirmek ilk hedefimiz olacaktır.

 Öğretmenlerin  maaşlarını  ve  özlük  haklarını  iyileştireceğiz.

Meslek olarak öğretmenliğin saygınlığını artıracağız.

 

Sayıları yüzbinleri bulan ve kamuoyunda “atanamayan öğretmen” olarak nitelenen öğretmenlerimizin sorunları çözülecek; objektif ölçütlere göre atamaları gerçekleştirilecektir.

 

Eğitimde öğrenci merkeze alınacaktır. Öğrencinin araştırma, yeni şeyler bulma ve keşfetme yetenekleri geliştirilecektir.

 

Okul, öğrencilere adaleti, merhameti ve sorun çözmeyi öğretecektir.

Zorunlu öğretim kapsamındaki İlk, Orta ve Lisedeki öğrencilere ücretsiz servis hizmeti ve bedava öğle yemeği verilecektir

Anayasaya ve yasalara aykırı olmamak kaydıyla her düzeyde ve alanda eğitim ve öğretim kurumlarının açılması serbest olacaktır.

Eğitim ve öğretime yardımcı ve tamamlayıcı katkı sağlayan dershaneler kanunu yeniden düzenlenecek ve bu alanda öğrencilere fırsat eşitliği sağlanacaktır.

Özel Okullar yönetmeliği değiştirilerek Özel Okullar teşvik edilecek, okul ve öğrencilere verilen teşvikler belli ve kamuoyuna açıklanmış kriterlere göre okullar ve öğrenciler arasında keyfi ayrımcılık yapmadan adil bir şekilde verilecektir.

Kur’an kursları ve hafızlık eğitiminin önündeki tüm engeller kaldırılacaktır.

 

Üniversiteler özgürce bilgi üreten mekânlara dönüştürülecektir.

 

YÖK kaldırılacak, yükseköğretim konusunda devlete düşen görevleri yapmak ve üniversiteler arasındaki koordinasyonu sağlamak üzere, Üniversitelerarası Kurul’un yapısı yeniden düzenlenecektir.

Engellilerin eğitimine önem verilecek, bunun için mevcut kurumların çalışması teşvik edilecek, ihtiyaca göre yeni kurumlar kurulacak ve desteklenecektir.

 

Her üniversite, bulunduğu ilin ve bölgenin doğal ve beşeri envanterini yapmaya ve bölgenin kaynaklarını harekete geçirecek projeler üretmeye teşvik edilecektir.

Üniversitelerin KOBİ’lere danışmanlık yapması teşvik edilecektir.

Beşikten mezara kadar herkes sağlık sigortalı olacak; yeşil karta ve herhangi bir ek ödemeye gerek kalmadan sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanacaktır.

Vatandaşlarımızın eczanelerde borçlu olduklarını öğrendikleri katkı payı ödemeleri kaldırılacaktır.

 

İşsizlerden, yoksullardan, öğrencilerden ve 18 yaşından küçük olanlardan GSS pirimi alınmayacaktır.

 

Performans sistemi, hekimlerin nitelikli çalışmasının önünü açacak şekilde gözden geçirilecek, maaşın sabit kısmı artırılacak ek ödeme miktarı daha uygun hale getirilecektir. Hekimler, ücretler bakımından ciddi biçimde rahatlatılacaktır.

 

 

Acil durumlar için “ambulans helikopter” ve “ambulans teknesi” ile kış koşulları için “kızak ambulans” sayısı artırılacaktır.

 

Çalışma hayatı ve gelir dağılımında ilkemiz: “Önce insandır.”

 

Memurlara grevli toplu sözleşme hakkı verilecektir. Emeklilere toplu sözleşme hakkı verilecektir.

 

2002-2014 yılları arasında; 15000 civarında çalışan iş kazalarında hayatını kaybetmiştir. 20.000 üzerinde çalışan sakat kalmıştır. Çalışanlar yaygın meslek hastalıkları ve ruhsal sorunlarla boğuşmaktadır.

 

İşyeri çalışma koşulları ve ücretler uluslararası normlara uygun hale getirilecektir. Sağlıklı yaşam bakımından işyerlerinin koşulları uygun hale getirilecektir.

Herkesin işini serbestçe seçeceği, gerekli imkân ve ortam hazırlanacaktır. Herkes adil ve uygun çalışma koşullarına sahip olacaktır.

Herkese eşit çalışma karşılığında eşit ücret verilecektir. Çalışanın hakkı alnının teri kurumadan verilecektir.

Çalışma hayatında kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler ve suistimale açık gruplar için özel tedbirler alınacaktır.

 

Kamuda hizmet alımlarındaki taşeron işçilik işlemlerine son verilecek, mevcut taşeron işçileri kadroya alınacaktır.

 

Hizmet satın alma yoluyla çalıştırılanların ve tarımda mevsimlik işçilerin çalışma şartları, sosyal güvenlikleri gözden geçirilecektir.

 

İş barışı sağlanacak ve asgari ücretten vergi alınmayacaktır. İşçi, memur ve emekliye % 50 oranında zam yapılacaktır.

Er ve erbaşlara asgeri ücret oranında askeri ücret verilecektir.

 

Sgk primleri devlet tarafından ödenecektir.

 

Çalışanların kıdem tazminatları korunacaktır.

 

Yoksulluk kötü yönetimin bir sonucudur

 

 

Banka kredisi ve kredi kartı borcu olanların borçlarını kolayca ödeyebilmeleri için, borcun faizi tamamen silinecek, ana borç ise taksitlendirilerek vatandaşımız bankaların elinden kurtarılacaktır.

 

Emeklilik için prim ve yaş çelişkisi giderilecek; emeklilik yaşla değil, hizmet yılı ile olacak.

 

Emeklilikte yaşa takılanların sorunu çözülecek, kadınlarımız 25 yıl çalıştıklarında 45 yaşında, erkeklerimiz 30 yıl çalıştıklarında 50 yaşında isterlerse emekli olabilecek.

 

Emeklilere, memurlara, ikramiye alamayan kamu işçilerine, dul, yetim ve şehit yakınlarına, yaşlı ve kimsesiz maaşı alanlara Ramazan ve Kurban bayramlarında birer maaş ikramiye verilecektir.

 

İşçi, memur ve emeklilere yapılacak %50 ücret artışı ve asgari ücretin

1.500  TL  olması  ile  birlikte  vatandaşlarımızın  gelirleri  artacak,  artan  toplam taleple birlikte, ekonomi canlanacak, işsizlik azalacaktır.

 

 

İstihdam kredisi ve vergi indirimleri sağlanacaktır.

 

İşgücü eğitimi desteklenecektir.

 

“İşsizlik fonu”, “İş Edindirme Fonu”na dönüştürülecektir.

 

Kırsal alanda alternatif istihdam imkânlarının geliştirilmesi ve aktif istihdam

politikalarının izlenmesi yoluyla “iş gücünün yerinde istihdamı” sağlanacaktır.

 

İşsizlik ve yoksulluk Türkiye'de toplumu tehdit ediyor, aileleri çökertiyor

 

Evlilik ve aile kurumu teşvik edilecek ve desteklenecektir. Evlenecek her çifte brüt asgari ücret kadar karşılıksız ödeme yapılacaktır.

Talep halinde, evlenen çiftlere faizsiz evlenme kredisi verilecektir.

 

Öksüz ve yetim çocukların yaşam şartları devlet tarafından takip edilecektir. Eğitim ve barınmaları devlet tarafından sağlanacaktır.

 

Sokak çocukları sorunu hiç vakit geçirmeden kalıcı olarak çözülmeye çalışılacaktır. Bu çocuklarımızın barınma, eğitim, sağlık ve istihdamları devlet tarafından yapılacaktır.

 

Uygun iş kollarında anneye evde çalışma tercihi sunulacaktır.

Doğum yapan anneye bir yıl boyunca destek olarak, “işsizlik maaşı” verilecektir.

 

Türkiye nüfusunun %13’ünü engelliler oluşturmaktadır. Engelli vatandaşlarımız ülkemizde çoğunlukla işe alınmamakta (%78), tedaviye gereksinim duydukları halde önemli bir kısmı (yaklaşık yarısı) tedavi imkanlarından mahrum bırakılmaktadır.

 

Engelliler için istihdam imkânları artırılacak, kamuda engellilere açık kontenjanlar derhal  doldurulacaktır.  

 

657  Sayılı  Devlet  Memurları  Kanunu’nun  ilgili  maddesine  göre memur kadro sayılarının % 6’sı oranındaki kadro engelli memur istihdamına tahsis edilecek ve ihtiyaca göre bu oran artırılacaktır.

 

Özel sektörün daha fazla engelli istihdam etmesi teşvik edilecektir.

Engelli gençlerin eğitim alanları genişletilecek, eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli eğitim alt yapısı ve teknolojik imkânlar sağlanacaktır.

 

Her engelli grubuna yönelik her kademede eğitim kurumları açılacaktır.

Evde bakım hizmeti verenler için sosyal güvence uygulaması geliştirilerek sürdürülecektir.

 

Engelliler için bir “Engelli Fonu” kurulacaktır. Diğer kalemlerle birlikte, yerel yönetimlerin işlettiği otoparkların gelirlerinden bu fona pay aktarılacaktır.

 

Engelliler İçin “Engelsiz Türkiye.” gerçekleştirilecektir.

 

Yaşlılarımıza hürmet ve ikram Allah-u Teala’ya saygıdandır. Bu bağlamda

65 yaş maaşına yüzde 100 zam yapacağız.

 

Yaşlıların kendi çevrelerinden uzaklaşmadan, evlerinde bakımını sağlamaya yönelik hizmetler çeşitlendirilerek, yaygınlaştırılacaktır.

 

 

Yaşlılara yönelik kurumsal bakım hizmetlerinin sayısı ve niteliği artırılacaktır.

 

Yaşlılara daha iyi yaşama imkânları sağlanacaktır. Yaşlılar için bakım evleri, vakıf statüsüyle geliştirilecektir.

 

Fiziksel ve psikolojik yönden hayatını idame ettiremeyen bakıma muhtaç kişiler yaş sınırına bakılmaksızın devlet tarafından barındırılacaktır.

 

Evsiz insanlar için özel barınma imkânları sağlanacak, bakım evleri her çeşit sağlık ve rahat yaşama imkânlarıyla donatılacaktır.

 

Kadına yönelik şiddeti sebep ve sonuçlarıyla ele alıp, kalıcı çözümler üreteceğiz

 

“Cennet anaların ayağının altındadır” ilkesinin bir yansıması olarak aile yapısına, kadınlarımıza, gençlerimize, engellilerimize, çocuk ve yaşlılarımıza gerçek değeri vereceğiz. Kadınların karşılaştıkları sorunları, mağdur edildikleri hususları kadınların katılımı ve katkısı ile çözeceğiz.

 

 

Avrupa uyum yasaları çerçevesinde çıkarılmış, toplumun milli ve manevi değerlerine ters düşen kanunları iptal edeceğiz.

 

Ülkemizde yaklaşık 12 milyon emekli bulunuyor. Halleri, “bir dokun, bin ah işit misali”.

 

Emekli maaşları yüzde 50 oranında artırılacaktır.

 

Ayrıca bankaların memurlara ödediği promosyon oranında emeklilerinde banka promosyonundan yararlanması sağlanacaktır.

 

Ülkemizin en büyük hazinesi, gücü, yarını ve geleceği olan gençlerimizi sevgi ve şefkatle kucaklayacağız.

 

Ülkemizdeki genç nüfus, 15-30 yaş aralığında %26,4 ile Avrupa’da ilk sıradadır. Her dört kişiden birinin genç olduğu ülkemizde maalesef halen kapsamlı bir gençlik politikası yoktur.

 

“Gençlik Koordinasyon Kurumu” bütün STK, kurum ve kuruluşları kapsayacaktır. Bu bağlamda “Gençlik Politikaları Eylem Planı” başlatılacaktır.

 

 

 

 

18 yaşını doldurduğu için yetiştirme yurtlarından ayrılmak durumunda kalan   gençlerimizin   mağduriyetine   son   verilecektir.   

 

Gençlerimiz   kendilerine istihdam imkanı sağlanana kadar devlet güvencesi altında bulunacak ve sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanacaklardır.

 

Dış politikamızın ana eksenini, ülkemiz adına son yıllarda yapılan telafisi güç yanlışlıkları düzeltmek oluşturacaktır. Özellikle Suriye politikasındaki yanlışlar ortadan kaldırılacak, şu anda dünyanın en büyük yanlızlığını ve mağduriyetini yaşayan muhacir (mülteci) kardeşlerimizin ülkemizde güvenli bir hayat yaşamaları için her türlü destek verilecektir ancak, hedefimiz onları kendi ülkelerinde mutlu bir yaşama kavuşturmak olacaktır.

 

Dış politikada barış, kardeşlik, diyalog ve kararlılık esas alınacaktır.

Bizim amacımız yeryüzünde yaşayan bütün insanların mutluluğudur. Biz, bütün insanlığın huzur ve barış içinde yaşamasını istiyoruz.

Kıbrıs bir hiç uğruna feda edilmesine izin verilmeyecektir. Çok büyük stratejik önemi olan bu adada uluslar arası anlaşmalarla sağlanan haklarımızdan asla ve hiçbir zaman vazgeçilmeyecektir.

Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin ham bir hayal olduğunu gördük.  AB’ye tam üyelik yerine, eşit koşullarda karşılıklı ikili ilişkiler içinde olmayı doğru buluyoruz.

 

Tarih, kültür ve manevi bağlarla bağlı olduğumuz kardeş ve soydaş Türk Cumhuriyetleri ile temel ilkeler çerçevesinde en ileri ve kalıcı ilişkilerin tesis edilmesini sağlayacağız. Doğu Türkistan’daki, Kerkük’teki, Kırım’daki, Balkalar’daki, Kafkaslardaki, Suriye’deki soydaş ve dindaşlarımıza sonuna kadar sahip çıkacağız.

 

 

 

Pek muhterem kıymetli kardeşlerim, ….
Son yıllarda Türkiye siyasi hayatında esen rüzgar, doğru ile yanlışın, hak ile batılın birbirine karışmasına vesile olmuştur. Birçok gönüldaşımız güç merkezlerinin çekimine kapılmış, aslî huviyetlerine uymayan tercihlerde bulunmaya zorlanmıştır. Bu tercihler, güç odaklarınca, milletimizin bağrında tamiri imkânsız yaralar açılmasına vesile olmuştur. İçyüzü gizlenen açılım politikaları, ülkemizi bölünmemin eşiğine getirmiştir.
Habur’dan başlayıp Dolmabahçe Sarayı’nda doruk noktasına çıkan ihanet sürecini gizlemeye çalışanlar, milletin asil evlatlarının sesini “kandan beslendikleri” iftiralarıyla bastırmaya çalışmışlardır. Siz, Anadolu’nun mert ve çilekeş insanları, bu ihanete ortak olmadığını haykırmalı ve haysiyetli bir tepki koymalıdır.
İktidarın tek başına oynadığı bu oyuna ortak olmadığını göstermeli, devletin ve milletin başına açılan bu tehlikeli belaya “dur” demelidir. Her karış toprağının bedeli şehit kanıyla ödenmiş Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olduğunu göstermeli, söz sahibi olmalıdır.  Bunun için inancının, fikrinin kendisini çağırdığı davete icabet etmesi kâfidir. BU DAVET, BİZİM DAVETİMİZ; HAYSİYETİN HER GÜN AYAKLAR ALTINDA EZİLMESİNE DEĞİL, BAŞ TACI EDİLMESİNEDİR.
 Aziz Milletimin Değerli Evlatları,…
“Şehitler üzerinde siyaset yapmak” ve “kandan beslenmek” suçlamasının altında ezilerek seslerini çıkaramayan ülkücüler (alperenler, milliyetçiler, vatan evlatları ..) kendi kardeşlerinin sesine kulak vermeli, uzattığımız eli tutmalıdır. Çünkü bu el kardeşin kardeşe uzattığı eldir. Birliğe, kardeşliğe, şerefe ve haysiyete uzatılmaktadır. GELİN!.. BİR DEĞİL İKİ OLALIM; ÜÇÜNCÜMÜZ CENAB-I ALLAH OLSUN.
Milletimizin bin bir ümitle peşine takıldığı muktedirler, içinden çıktıkları halkın desteği ile devirdikleri vesayeti uhdelerine geçirmiş, yeni oligarşik güç odağı haline gelmiştir. Kerameti kendilerinden menkûl bir “yanılmazlık” hülyasına dalmışlardır.
“Milli irade, milli irade” diye diye, milletin iradesini hiçe sayan, küçük bir olgarşik -her şeyi ben bilirimci- grubun, memleketimizi getirdiği durum ortada. Ülkemizin haline bir bak! Terör almış başını gidiyor, ülkemiz bölünme tehdidiyle karşı karşıya. Ekonomik yatırım dedikleri inşaat ekonomisi, yani AVM ekonomisi. Milyonlarca insanımız işsiz ve borç batağında. Üstüne üstlük, en kutsal bildiğimiz manevi değerlerimiz siyasetin ana malzemesi olarak kullanılıyor. Milletimiz insanlık tarihinin en haysiyetsiz algı operasyonlarına maruz bırakılıyor.
Hükümete yapılan en küçük bir itiraz vatan hainliğiyle eşdeğer gösteriliyor; vatan hizmetini canıyla ödeyen şehitlerimizin ailelerinden gelen en küçük serzeniş, hakarete uğruyor. İktidarın yanlışlarını düzeltecek olan en küçük toplumsal muhalefet, en büyük tehlike olarak sunuluyor.
Türk milletinin kararlarını hiçe sayarak girişilen yanlış politikalar devletimizi ve ülkemizi her geçen gün yönetilmez noktaya getirdi. Mevcut iktidar, her gün korkutulduğumuz istikrarsızlığın sebebi haline geldi; milletten gizleniyor. Devlet yönetilemez hale geldi. İktidarı kim elinde tutuyor belli değil.

 

Değerli Kardeşlerim,…

Büyük Birlik Partisi olarak insanların yanılmazlığı esası üzerine inşâ edilmiş lider karizmalarını ve lider sultalarını reddediyoruz… İSLÂMA AYKIRI BULUYORUZ.  İnsan hayatını ve haysiyetini yalnız siyasetin değil, devlet yönetiminin de temeli sayıyoruz. BU YÜZDEN 1 KASIM’DA SİZİ HAYSİYET SEÇİMİNE ÇAĞIRIYORUZ. 

 

Büyük Birlik Partisi kurulduğu günden beri bize “Size güveniyoruz ama..”, “Size inanıyoruz ama..”, “Siz iyisiniz, sizi seviyoruz ama..” “ama, ama, ama” diyenler.. “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. İman ettiyseniz üstün olan sizlersiniz." [Ali İmran 139] ilahi buyruğuna boyun eğenler, sizden inandığınız gibi davranmanızı istersem çok mu şey istemiş olurum.
Gerçek iman sahipleri hak bildikleri yoldan asla sapmazlar.
Bu seçim inananların, (ülkücülerin, milliyetçilerin) sorgulandığı seçimdir. Bu seçim milletimizin değerlerinin sorgulandığı, mağdurla mağrurun, mazlumla zalimin, hakla batılın, doğru ile yalanın yan yana oylanacağı seçimdir.
BU SEÇİM YA HER GÜN AYAKLAR ALTINDA EZİLMENİN, YA DA BAŞ TACI EDİLMENİN SEÇİMİDİR.
O HALDE İNANDIĞINIZ GİBİ DAVRANIN, HAYSİYETİNİZİ SEÇİN.
Kıymetli kardeşlerim…..
Hayali bir istikrar efsanesi perdesinin ardında uygulanan ekonomi politikaları orta gelirlilerimizi yok etti, zenginle fakir arasındaki aralığı, uçuruma çevirdi. Artan milli gelir ancak AKP yönetimi çevresinde kümelenmiş dar bir kesimi mutlu etmekte, onların refah seviyesine seviye katmaktadır. Ciddi, kalıcı, işsizliğe çare olacak yatırımlar unutulmuş, ülkemiz nerden geldiği, nasıl kazanıldığı belli olmayan “keş para” cennetine dönmüştür. Hiçbir milli endişesi olmayan “keş paracıların” at oynattığı ticari hayat, insanımız için tahammülü imkânsız külfet halini almıştır.
BU SEÇİM SÖZDE İSTİKRAR İÇİN İNANMADIĞIN PARTİLERE OY VERİP ZENGİNİN DAHA ZENGİN, FAKİRİN DAHA FAKİR OLMASINI DEĞİL, İNANCININ GEREĞİNİ YERİNE GETİRİP HAYSİYETİNİ KORUYACAĞIN SEÇİMDİR.
BİR TARAFTA HIRSIZLIK VE HAKSIZLIK, DİĞER TARAFTA ALINTERİ VE ADALET ARAYIŞI. TERCİH SENİN. SAFINI BELİRLE.

Bakmadan Geçme