15 Temmuz'un sabahında bombalar ve uçaklar altında sabah namazı
O geceye ilişkin daha nice yazılmamış hikaye var... Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde 13 darbeci asker halk tarafından yakalandı. Alçaklar sabaha karşı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önünde bulunan, işgale karşı direnen ve ellerinde taş bile olmayan insanları savaş uçağı ile vurdular. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde bulunanlardan biri de Haber Platosu yazarı Semih Gündüz idi... İşte Semih Gündüz'den o geceye ait yeni anekdotlar...
(SEMİH GÜNDÜZ - HABER PLATOSU)
semih@haberplatosu.com
CIA, FETÖ ve NATO başta olmak üzere bilumum melanet yuvalarının organize ettiği darbe görünümlü işgal harekatı Türk milletinin sinesinde patladı. İşgalciler, milletin iman dolu göğsüne çarpıp darmadığın oldu.
O geceye ilişkin daha nice yazılmamış hikaye var...
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde 13 darbeci asker halk tarafından yakalandı. Milletin uçağını ve bombasını o millete karşı kullanan alçaklar sabaha karşı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin önünde bulunan, işgale karşı direnen ve ellerinde taş bile olmayan insanları savaş uçağı ile vurdular. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde bulunanlardan biri de Haber Platosu yazarı Semih Gündüz idi... İşte Semih Gündüz''den o geceye ait yeni anekdotlar...
Üzerinden zaman geçti, az da olsa. Önemli bir gece olsa da ilerleyen zaman, o geceyi tarihin sayfalarına doğru gönderiyor. Hayatın akışı böyle. Buna rağmen, 15 Temmuz unutturulmamak isteniyor. Biz de bu yönde, o geceye ilişkin küçük bir olayı burada izah ederek, bu çabaya küçük de olsa bir katkı yapmak istiyoruz. Önceki yazılarımda o geceye ilişkin yine paylaşımlar yapmıştım. Bu, benim tarafımdan henüz yazılmayanı.
15 Temmuz'a ilişkin pek çok hikaye var. O gece, bir ülke karanlığa gömülebilirdi. İfade ettiğim üzere, üzerinden zaman geçen olaylar, ilerleyen zamanla zihinlerden siliniyor, etkisi zayıflıyor. Ancak, bir olayın içinde yer alanlar için bu etki, hele ki ciddi bir zarar görülmüşse bir anlık bir olay olsa bile, yıllarca sürüyor.
Zarar yok, Elhamdülillah.
Ancak, bir gecenin getirdiği hikaye var. Hem de yıllarca unutulmayacak, kısık da olsa çevresine belki yıllar sonra da fısıldanacak.
Hikayenin adı 'Cumhurbaşkanlığı Külliyesi etrafında nöbet tutan vatandaşlar sabah namazını eda ederken.'
Bu başlık bana ait değil. T.C. Cumhurbaşkanlığı'nın resmi Facebook hesabının videoları arasında yer alan bir video. Kim tarafından çekildiğini bilmiyorum. Ancak, uçak sesleri ve patlamalar arasında bir çekim. Çekim, 15 Temmuz'un (yani 16 Temmuz 2016 tarihinin) sabah vaktine ait.
https://www.facebook.com/tcbestepe/videos/1459855777373278/
Ve Twitter'de.
https://twitter.com/tcbestepe/status/754143269089583104
Benim, benim demek için de yazmıyorum. Sadece, 15 Temmuz ruhunun temelinin İslam olduğunu düşündüğümden; bir de 15 Temmuz'u bir kez daha hatırlamak ve hatırlatmak istediğimden yazıyorum.
Dönelim, 'Cumhurbaşkanlığı Külliyesi etrafında nöbet tutan vatandaşlar sabah namazını eda ederken' paylaşımına.
Akşam vakti olayı duyunca, önce bulunduğum meydana, sonra arabaya atlayıp son ses ! Külliye'ye gitmiştim. 01:00-02:00 arasında önce Külliye altında uzun süre ortada duran askeri aracın ve ayrılan diğer araçların durdurulmasında, indirilmesinde bir koşturmaca.
Bu arada, yolda karşılaştığı tanklar, benim o son ses ! Sesimi, camlarımı, ışıklarımı kapattırıyor. Etrafımda kimse yok gibi. Birden buz kesiyor. Ancak, dönmek yok.
'13 asker yakalandı, hem de halk tarafından'
Sonra, Külliye... Ve, az önceki askerler ve araçlar ayrılınca, etkisizleştirilince, kardeşlerimizin yolları ayrılıyor. Bu araçlar ya oradan ayrılıyor ya da ifade ettiğim üzere ortada kalıyor. '13 asker yakalandı.' Hem de halk tarafından. Ama yollar ayrıldı. Bu kardeşlerim, bu bölgedeki darbeci askerleri etkisizleştirince ikiye ayrılıyor. Bir kısmı Jandarma Genel Komutanlığı yönüne doğru. Bir kısmı Atatürk Orman Çiftliği yönünde. Bomba ve kurşunlardan zarar görenler, Jandarma Genel Komutanlığı yönünde giden kardeşlerim.
Gidiş yönü herkes için bilinçsizce. Biz Çiftlik yönüne ilerledik. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin alt kapısında polisleri görünce durduk. 300-400 kişiyiz. Belki daha az. Ve sabaha doğru bu kalabalık daha da azaldı. Polisin gece boyu havaya atışı. Ve bu kapıda bekleyen 4-5 polisin, bize 'Buradan ayrılmayın' ikazları.
Patlama sesleri geliyor. Bazen öyle şiddetli sesler geliyor ki. Bir taraftan polisin havaya doğru yoğun ateşi. Yere düşen kurşunlar. Kimi zaman yerlere kapaklanıyor insanlar. Ve karanlık. Kimse ne oluyor tam bilmiyor.
Geceye doğru olduğundan, telefon şarjları yok. Hem de genelin durumu böyle. İnternetimiz yok. En sağlam kaynak polis telsizi. Sürekli soruyoruz. Durum ne?
Akıllı telefon şarjı yok ama evdeki eski telefonun gece vakti kardeşliği. İlk başta olmasa da fotoğrafları onunla çekiyorum. Görüşmeyi onunla yapıyorum. Ne vefalı bir telefon. Ben unutmuştum, yeterince şarj etmemiştim ama gece boyu bana arkadaşlık ediyor. Sırf bana mı, o gece tanışıp, aynı yerden geldiğimizi anladığımızdan birbirimizden ayrılmadığımız ve sonra gazilik belgesi ile onurlandırılan bir kardeşimiz. Ona da vefa gösteriyor, bu eski telefon. Sabaha kadar hep yanımızda ve gecenin birikimi onda. Bu şekilde sabahı ediyoruz. Sela sesleri devam ediyor. Bize gelen sesler Çiftlik tarafından.
Ve sabah namazı vakti. Bir kardeşimiz ezan okuyor. Elinde megafonu ile. Kimileri Belediye'nin çim sulama noktalarından, havaya doğru fırlayan sulardan abdest alıyor. Namaz vakti. Gürültüler de devam ediyor.
Ve namaza duruyor, 'gecenin bekçileri'. Allah'ü Ekber. Kur'an sesi.
Tam, secdeye doğru giderken ciddi bir patlama. Sabaha kadar alışkanlık ortaya çıksa da; bu patlama başka. Namazda bir irkilti. Ne olduğu belirsiz. Yönümüz Kabe, çünkü. Kimsenin baktığı yok.
Ve, bütün gece tekbirler. Bize geceden kalan hatıralar var. Bunlardan biri, bu olay. Cumhurbaşkanlığı Facebook sayfası ve Twitter hesabında yer alan ve başka yerlere de buradan yayılan, bu video.
Sonrası mı? Sabah. Ayrılıyoruz. Yol bomboş, yaklaşık 30 kilometre yolu, Ankara'da 10-15 dakikada katediyoruz. Ama arkada bıraktığımız, bizden ayrılan kardeşlerim, sabahın ilk ışıkları ile şehadete erişiyor. Hain bir uçak, bu ülkede daha önce görülmemiş bir şekilde, bizim şehrimizin tam ortasına, hem de tam Cumhurbaşkanlığımıza, hem de elinde taş bile olmayan kardeşlerimizin üzerine hain bombasını bırakıyor.
Bunun yanında, patlama ve gürültüler demiştim ya. Bu kardeşlerimi sonraki günlerde tanıyorum. O patlama ve gürültüler sırf sesten ibaret değilmiş. Kardeşlerimi vuran kurşun ve bombalar, bunlar.
Şehit kardeşlerimize Allah'tan rahmet, gazi ve acı çeken tüm kardeşlerimize acil şifalar ve sabır diliyorum.
Allah'ın (c.c.) selamı üzerinize olsun.
BU HABERLER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
İman dolu göğüs ile tank ve uçakların üzerine yürüyen kahramanların hikayesi... O gece Beştepe!...
13 FETÖ'cü asker, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde böyle yakalandı
15 TEMMUZ'U BİR DE BU KİTAPLARDAN OKUYUN
HEMEN ALMAK İÇİN TIKLAYIN!